Onaylayacak birileri muhtemeldir ki zamanında bulunamadığından, yayımcısı Kurt Wollf’tan aktarıldığı varsayılan bir “anlık” edebi kararın detayını hatırlamak istedik.
Franz Kafka’nın ölümünden birkaç gün sonra, malum vasiyetini verdiği yakın dostu Max Brod Prag sokaklarında dolanmaktadır. Bir edebiyat editörü ile karşılaşır yolda.
“Üzgünsün Max” der editör. “Aslında hepimiz Kafka’nın ölümüne senin gibi üzülüyoruz.”
“Dostum Franz omuzlarıma çok ağır bir yük verdi. Tüm yazdıklarını, yayımlanmamış neyi varsa yakmamı istedi”, diye hayıflanır Max.
“Franz’ın istediği buysa, o zaman yakmalısın”.
“Ama o kadar kolay değil dostum. Çalışmalarını, romanlarını, hikayelerini, hepsini okudum. Hepsi birer başyapıt. Nasıl yakarım?”
Editör, “Madem birer başyapıt, o zaman onları yakmamalısın. Yayımlamalısın”
“Franz’ın son isteğine karşı mı geleceğim?” diye sorar Max.
Editör bir süre düşünür ve “Buldum Max” der. “Franz’ın yazdıklarını yayımla. Kendininkileri yak.”
***
Franz Kafka’nın bu dünyada yayımlanmış ilk yapıtı (Betrachtung/Meditasyonlar)1912 yılında, bundan tam yüz yıl önce küçük bir yayınevinde, dergilerde yer almış 16 düzyazının derlenmesiyle oluşturulmuştur. Kitabın yayımlanmasından beş yıl sonra Kafka Brod’a “1916-17 yıllarında 102 kopya satılmış. Büyük bir rakam bu..” diye yazar. Kafka yaşarken yayımladığı hiçbir metin, toplumun ilgisini çekmemişti. Ölümünden sonra Max Brod tarafından ağır biçimde editlenmiş Şato ve Amerika, ilk ilgi gören çalışmalarıydı. Max Brod’un, içi elvermediğinden yakmaya kıyamadığı metinleri aslında tabii ki Kafka’nın elinden kurtulmuş olanlardı. Yazdıklarının %90’ının hayattayken kendi yakmıştı. Yine kafkaesk bir tesadüf müdür bilinmez, yayımladıkları kendi zamanında o kadar dikkat çekmemişti ki, naziler kitaplarını ne yasaklanmaya ne de yok edilmeye değer görmemişti. Toplumlar ve çoğunluk, tarih hep göstermiştir, çoğunlukla yanılır. ✪