Futuristika 1. Uluslararası Gezici Tahran Bienali’nde

Ailenizin anarko ruhlu dergisi Futuristika, Amirali Ghasemi ve Serhat Köksal (2/5 BZ) küratörlüğünde gerçekleşen Kentsel Kıskançlık – 1. Uluslararası Gezici Tahran Bienali'nin Berlin ayağına kolektif üretiminin sonucunda ortaya çıkardığı afiş-poster çalışmalarıyla katılıyor.

Kasım '08

Ailenizin anarko ruhlu dergisi Futuristika, Amirali Ghasemi ve Serhat Köksal (2/5 BZ) küratörlüğünde gerçekleşen Kentsel Kıskançlık – 1. Uluslararası Gezici Tahran Bienali‘nin Berlin ayağına kolektif üretiminin sonucunda ortaya çıkardığı afiş-poster çalışmalarıyla katılıyor. [Bienal Tahran flyer]

Bienalin konusu Kentsel Kıskançlık, Fransızca başlığıyla Urban Jalousie. Buradaki Jalousie kelimesi Fransızca’da hem “kıskançlık” hem de ”panjur” anlamına geliyor. Panjur, aynı zamanda içeriden dışarısının göründüğü ama dışarıdan içerisinin görünmediği bir perde; masaya davet edilmeden dünyada olup biteni gözlememize izin veren bir engel. İranlı sanatçılar olarak kendi fikirlerini iletmek için tek bir fırsat verilmeden, dünyada -kendi öz panjurları ( jalousie / jaluzi ) dışında- olup biten hakkında bir fikre sahip olabiliyorlar: son derece siyasallaşmış bir bağlam içerisinde katı etnik bir çerçeve.

Tahran Bienali Hakkında

Kentsel Kıskançlık – 1. Uluslararası Gezici Tahran Bienali
Küratörler: Amirali Ghasemi ve Serhat Köksal

Tahran başka cins bir megaşehir. Orta Doğu’daki en hareketli sanat ortamlarından birine sahip olduğu söyleniyor; şehrin kendisi yetersiz toplu taşıma ağı, nüfus patlaması krizi ve giderek daha da yayılan toplu konut inşaatıyla başa çıkmaya çalışıyor olsa da: hiç bir kamu hizmeti götürmeden etrafındaki köy ve kasabaları tek lokmada yutan deneysel bir mimarinin şekillendirdiği biçimsiz bir şehir.

Bu kadar karmaşık –uzmanlara bakılırsa şimdiden kontrol dışına çıkmış- bir kentsel durumda Tahran’daki sanatçı birlikleri yarı-kabilesel bir yaklaşımla çok sayıda bienal düzenlemeye devam ediyorlar. Bunların yüzde 95’i hükümet sponsorluğunda gerçekleşiyor, bakış açıları ve alanları da bir yıldan diğerine 180 derece farklılık gösterebiliyor. Her çevrenin kendine özgü törenleri var (ressamlar, hattatlar, heykeltıraşlar, vs.) bu da sanatçılar arasında var olabilecek herhangi bir dayanışma hissini yok etmeye yetiyor. Tahran Görsel Sanat Festivali, Hat Bienali, Heykel Bienali, Çizgi Film Bienali, İslam Dünyası Resim Bienali, Grafik Tasarım Bienali, Afiş Bienali, Çocuk Kitabı Resimleme Bienali, Resim Bienali ve İslam Dünyası Afiş Bienali… liste bitmek bilmiyor.

Efsanevi “TAHRAN BİENALİ”nin tarihi 50 sene öncesine dayansa da, yukarıda adı geçenlerden biri bile “küresel standartlar”a (!) göre bienal sayılamaz. Bir sanatçı birliği geçenlerde, açık çağrı sürecini ve “jüri” sistemini kabul edilemez bularak profesyonel anlamda küratörlüğü yapılacak bir sergi talep etti ve yaklaşan Resim Bienali’ne bir boykot çağrısı yayınladı. Ancak Tahran’da doğru düzgün bir Tahran Bienali düzenlemek imkansız görünüyor. Dolayısıyla büyüyen şehrimiz ve seçkinci sanat çevresi, her yönden karlı bienaller ve müzayedelerle kuşatılmış olmasına rağmen, bölgenin “son derece rekabetçi sanat piyasası”nın dışında kalmaya devam ediyor. İran’da yaşayan ve çalışan büyük sanatçılarımız var olmasına var ama hala kardan pay alamıyoruz. İnsan şunu farz etmek zorunda kalıyor, Tahran, kendini kültürel turizmin mükemmel hedefi olarak sunmakla, diğer küresel şehirler gibi cool bir hava takınmakla, bir yandan uluslararası sanat piyasasının üyelik aidatını sökülürken diğer yandan da modaya uymak için önündekini sırtına basmakla ilgilenmiyor.

Dolayısıyla süreci kısa devre yaptırıp harekete geçirmek için, arkadaşım Serhat Köksal’la –ki küresel bienalleşme süreci konusunda oldukça eleştirel bir tavrı var- uzun bir konuşmadan sonra hareketli bir mini-Tahran bienalinin küratörlüğünü yapmaya karar verdik. Mevcut durumdan şikayet etmeyi bırakmak ve ondan faydalanmak için, aşağı yukarı her yerde sunulabilecek bağımsız, düşük bütçeli, seyyar bir sergiye sahip olmak için, herhangi bir ucuz uçuşta nakledilebilmeleri için, orta boy bir valizden daha büyük olmayacak, tercihen 20 kilodan az sanat eserleri/nesneleri/metinler taşıyarak, göçebeler gibi yolculuk edeceğiz.

Bu bienalin konusu KENTSEL KISKANÇLIK, Fransızca başlığıyla Urban Jalousie. Buradaki Jalousie kelimesi Fransızca’da hem “kıskançlık” hem de ”panjur” anlamına geliyor. Panjur, aynı zamanda içeriden dışarısının göründüğü ama dışarıdan içerisinin görünmediği bir perde; masaya davet edilmeden dünyada olup biteni gözlememize izin veren bir engel. İranlı sanatçılar olarak kendi fikirlerimizi iletmek için tek bir fırsat verilmeden dünyada –kendi öz panjurumuzun ( jalousie / jaluzi ) dışında- olup biten hakkında bir fikre sahip olabiliyoruz: son derece siyasallaşmış bir bağlam içerisinde katı etnik bir çerçeve. [Kaynak]

Katılım

Futuristika da, bu bağlamda, Türkiye’den şehirlere panjuru aralayıp baktı:

Fotoğrafçı Pınar İlkiz’in Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden çektiği fotoğrafların, ABD’li dijital sanatçı Lawrence Roberts’ın manipülasyonuyla bozulmasının ardından, İpek Yarsel ve Barış Yarsel’in metin editörlüğünde, grafik sanatçısı Fatih Gül’ün tasarımlarında şekillenmesiyle birlikte dokuz adet (Neden on değil? Tersimiz pistir) afiş-poster ortaya çıkarıldı. Bunlardan dört tanesi, açılışı 20 Kasım’da gerçekleşen ve 7 Aralık’a kadar sürecek olan 1. Uluslararası Gezici Tahran Bienali’nin Berlin durağına iniş yaptı.

  • Fotoğraflar: Pınar İlkiz
  • Manipülasyon: Lawrence Roberts
  • Editörler: İpek Yarsel & Barış Yarsel
  • Grafik tasarım: Fatih Gül

Sergilenen Futuristika çalışmaları:

Bitlis: Uyurgezerler “Ölüm dolu bir rüzgâr esti ve onu toprağa düşürdü.” Ahlat Selçuklu Mezarlığı
Night walkers “A deathly breeze has blown and caused him to fell on the ground.” The Seljuk Tombs of Ahlat

Urfa: Toprağın... - Mezopotamya'da tüm şehirlerin anasında şanlı buluşma./ Of the land... - The Glorious gathering at the mother of all cities in Mesopotamia.

Bitlis: Uyurgezerler “Ölüm dolu bir rüzgâr esti ve onu toprağa düşürdü.” Ahlat Selçuklu Mezarlığı
Night walkers “A deathly breeze has blown and caused him to fell on the ground.” The Seljuk Tombs of Ahlat

Bitlis: Uyurgezerler - “Ölüm dolu bir rüzgâr esti ve onu toprağa düşürdü.” Ahlat Selçuklu Mezarlığı/Night walkers - “A deathly breeze has blown and caused him to fell on the ground.” The Seljuk Tombs of Ahlat

Istanbul: Sağ kalan “Tufandan beri güzelce akıp giden metropol.”
That which survives “Beautifully floating metropolis since the deluge”.

Istanbul: Sağ kalan - “Tufandan beri güzelce akıp giden metropol.” / That which survives - “Beautifully floating metropolis since the deluge”.

Khalkedon : Körler ülkesi “Körler ülkesinin karşısındaki yerler size yurt olacak.” Delfi Tapınağı’nın kâhini, Megara Kralı Vizas’a söylediği kehanet.
The Land of the Blind “This city shalt thou across the country found the blind!

Khalkedon Körler ülkesi - “Körler ülkesinin karşısındaki yerler size yurt olacak.”  Delfi Tapınağı'nın kâhini, Megara Kralı Vizas'a söylediği kehanet. / Khalkedon The Land of the Blind: “This city shalt thou across the country found the blind!

Futuristika’dan Tahran’a selam niteliğinde, afişlerin paketlenip yola çıkış videosu ya da sanat şehir içindir!


Futuristika Mag Art Attack!Futuristika!.

Futuristika@BiennialTehran afişlerin tamamı (Tam sayfa)[simpleviewer=92,640,640]

Metinler

Bitlis – Uyurgezerler

“Ölüm dolu bir rüzgâr esti ve onu toprağa düşürdü.”

Ahlat Selçuklu Mezarlığı

Batman – Hasankeyf – Su gibi yok olmaya mahkûm

Geçmişi inkâr edebilirsin. Geçmişi reddebilirsin. Ama geçmişi yok edemezsin.

Istanbul – Kaçış

Varoşlardan gök(yüzü)delenlere

Istanbul – Khalkedon – Körler ülkesi

“Körler ülkesinin karşısındaki yerler size yurt olacak.”

Delfi Tapınağı’nın kâhini, Megara Kralı Vizas’a söylediği kehanet.

Istanbul – Doğa ve beton

Aynı türden ikili: İnsan tarafından doğada yapıldı.

Istanbul – Büyükanne

…ve sonra gidiyorsun…

Istanbul – Sağ kalan

Tufandan beri güzelce akıp giden metropol.

Izmit – Arada derede

Dekadans benim mahlasım.

Mardin – Kaçış düşleri

İzdiham sırasında kimse ölmedi ama çoğu mahvoldu.

Urfa – Toprağın…

Mezopotamya’da tüm şehirlerin anasında şanlı buluşma.

Urfa – Peygamberler şehri

Meleklerin şöyle dediğini hatırla: Ey Meryem! Allah sana tek kelimesiyle bir oğul müjdeliyor! ✪

Önceki

Guy Peellaert (RHB)

Sonraki

Karl Marks manga oluyor, oligarşi çiziliyor