Organik makineler – Bir heykel için eskiz

Evren Sungur, ”Organik Makine” isimli yeni serisinde alternatif evrim, otomatikleşen güncel yaşam, gerçeküstü medeniyet tasarımı gibi konuları ele alıyor. Denizhan Özer küratörlüğünde gerçekleşek olan sergide, sanatçı figüratif anlatımın klasik biçim ve kompozisyonlarını görmezden gelip yeni bir görsel dil oluşturarak, hayali mekanlarda gerçeküstü insan tasarımlarını yüzey üzerine taşımaktadır. Seyirciyi bilinçli olarak içinde bulunduğu zaman ve mekandan koparıp resmin karşısında kendisiyle yalnız bırakan sanatçı, seyircinin kendi geçmiş ve geleceğine karşı duyacağı rahatsızlığı da bir fetişe dönüştürerek geleceğe yönelik ip uçları vermektedir. Medeniyeti ya da insanlığı tartışmanın ötesinde ‘başka bir medeniyet olsaydık acaba yaşam nasıl başlardı’ sorusu üzerinden yola çıkan sanatçının, evrimi farklılaştırma
Ocak '15

Evren Sungur, ”Organik Makine” isimli yeni serisinde alternatif evrim, otomatikleşen güncel yaşam, gerçeküstü medeniyet tasarımı gibi konuları ele alıyor. Denizhan Özer küratörlüğünde gerçekleşek olan sergide, sanatçı figüratif anlatımın klasik biçim ve kompozisyonlarını görmezden gelip yeni bir görsel dil oluşturarak, hayali mekanlarda gerçeküstü insan tasarımlarını yüzey üzerine taşımaktadır. Seyirciyi bilinçli olarak içinde bulunduğu zaman ve mekandan koparıp resmin karşısında kendisiyle yalnız bırakan sanatçı, seyircinin kendi geçmiş ve geleceğine karşı duyacağı rahatsızlığı da bir fetişe dönüştürerek geleceğe yönelik ip uçları vermektedir.

Medeniyeti ya da insanlığı tartışmanın ötesinde ‘başka bir medeniyet olsaydık acaba yaşam nasıl başlardı’ sorusu üzerinden yola çıkan sanatçının, evrimi farklılaştırma düşüncesiyle kadın ve erkeği tek vücutta buluşturma ya da başka canlıların özellikleriyle karıştırmaya çalışmasıyla farklılık yaratmaktadır.

Yeni hayatın kurgusal yapısının izlerini taşıyan amorf bedenlerin, belirsizleşen durumlarını yeni bir yaratım süreci ile irdeleyen sanatçının, içinde bulunduğumuz çıkmaz duruma ve sistemin yıkıcılığına karşı getirdiği eleştirel bakış açısıyla dijital kurgu estetiğini bizlere hatırlatarak güncel bir anlatım oluşturmaktadır.

Evren Sungur Hakkında
1980 İstanbul doğumlu olan sanatçı, Yeditepe Üniversitesi’nde aldığı Mimarlık eğitiminden sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Heykel eğitimi almıştır. Sungur 1998 yılından beri çalışmalarına İstanbul, Beyoğlu’ndaki atölyesinde devam etmektedir.

Evren Sungur’un resme yaklaşımı sanatın trajedisiz olamayacağı kuralına bağlılığının analiziyle anlaşılabilir.Resminde temel olarak insanı konu edinen Sungur kavramsal çerçevesini insanoğlunun doğası, evrimi, varoluşunun ve medeniyetinin sorgulanması olarak belirler; bunlara bağlı olarak motivasyonunu insanın davranışsal özellikleri, aklı ile içgüdüleri arasındaki çift karakterlilik, toplumsal düzeni belirleyici kadın-erkek ilişkileri, kuşaklararası rekabet ve kültürel/siyasal geçmişinden alır. Sungur’un resimlerindeki şiirsel olgu, figürlerinin kendi evrimlerine, yarattıkları medeniyetlerine, nihayetiyle varoluşlarına tezat içgüdüsel davranış ve reflekslerinin trajedisinden kaynaklanır.

Summart Sanat Merkezi
Summa Plaza
Fazıl Kaftanoğlu Cd. No:3
Seyrantepe / İstanbul ✪

Önceki

Zamanın İşaretleri – Başı Balkonda Dünyaya Ters

Sonraki

[Anıl Saldıran] Uğultulu Sokaklar