Sanat İnsanın Kendine Yakışanı Giymesidir

Yağmurlu bir Perşembe öğleden sonra güncel sanat, emlak ve bankacılık piyasalarını aynı anda takip etmeme olanak veren her yıl sabırsızlıkla beklediğim nadide etkinlik Contemporary Istanbul sanat fuarının yolunu tuttum. Bu yıl sergilenen eserler arasında İngiliz sanatçı Slinkachu’nun “Gezi Parkı Diaroması” adlı eseri adeta gözlerimi doldurdu. Sanat konusunda bir otorite olduğumu idda etmekten çok uzağım. Ancak konu hakkındaki cehaletime rağmen sanatçının eserinde neyi ifade ettiğini “şıp” diye anladım. Yurtseverliği, birikimi ve sanatsal dehası açısından dünyada Bedri Baykam’a rakip olabilecek tek sanatçı olduğuna inandığım Slinkachu bu eserinde, siyasi hayatımızı ne kadar derinden kavradığını sanatseverlere tartışmasız bir şekilde ispat ediyor. Gelin önce sanatçının eserini anlattığı
Kasım '14

Yağmurlu bir Perşembe öğleden sonra güncel sanat, emlak ve bankacılık piyasalarını aynı anda takip etmeme olanak veren her yıl sabırsızlıkla beklediğim nadide etkinlik Contemporary Istanbul sanat fuarının yolunu tuttum. Bu yıl sergilenen eserler arasında İngiliz sanatçı Slinkachu’nun “Gezi Parkı Diaroması” adlı eseri adeta gözlerimi doldurdu.

Sanat konusunda bir otorite olduğumu idda etmekten çok uzağım. Ancak konu hakkındaki cehaletime rağmen sanatçının eserinde neyi ifade ettiğini “şıp” diye anladım. Yurtseverliği, birikimi ve sanatsal dehası açısından dünyada Bedri Baykam’a rakip olabilecek tek sanatçı olduğuna inandığım Slinkachu bu eserinde, siyasi hayatımızı ne kadar derinden kavradığını sanatseverlere tartışmasız bir şekilde ispat ediyor. Gelin önce sanatçının eserini anlattığı plaketi önce hep beraber inceleyelim:

“Fes gecmisi hatirlatan bir sembol, gelecegi degil. Fes giymek, modern yasami ve laikligi tesvik etmek amaciyla, 1920 lerde yasaklanmis. Gectigimiz sene Taksim Meydani’nda yasanan protestolari, her iki tarafinda goruslerini vurgulamak amaciyla, bu simgesel ve sembolik platform uzerinden yeniden canlandirmanin ilginc olacagini dusundum. Bu enstalasyon gectigimiz sene tum dunya medyasinda yer bulan yuzune biber gazi sikilan “kirmizili kadin” i anlatiyor.”

Açıklamada en çok gönlümü çelen nokta tabi ki sanatçının Türkçe karakter kullanmayı bilinçli olarak reddetmiş olması. Kanımca fes gibi, bizi ilkel bir geçmişe bağlayan “ı,ç,ü,ğ” gibi harflerin modern yaşamı teşvik etmek, ve batılı devletlerle yarışablimek amacıyla tarihin tozlu raflarına kaldırılması son derece önemlidir. Ayrıca, çok meşgul olduğunu tahmin ettiğim sanatçının, şapka kanunun 1920’lerde geçirilmiş olduğunu asistanlarına wikipedia üzerinden baktırmış olması son derece büyük bir jest! Tabii ki her zaman olduğu gibi cahil halkımız bu jestleri algılamaktan yoksunlar.

Açıklamanın içeriğine gelince, sanatçının geçmiş ve gelecek arasındaki tezatı çok büyük bir incelikle, ‘cici’ ve ‘kaka’ olarak tasvir ettiğini görebiliyoruz. Fes’in ve biber gazı bulutlarının sembolize ettiği kötülüklere karşı, şanlı albayrağamız tarafından temsil edilen iyiliğin güçlerinin savaşına şahit oluyoruz. Kardeşi kardeşe düşürmeye çalışan gericilere karşı halk direnişini, milli bütünlüğümüzün sembolü olan bayrağımızdan daha güzel ne simgeleyebilir?

– Efe Levent ✪

Önceki

[Ali Alışır] Sanal Manzaralar

Sonraki

Ulver – Trolsk Sortmetall 1993 – 1997