[Siber Gnosis] Dergi ve avangard

Bağımsız, avangard mecmua projesi Siber Gnosis bağırmadan, velveleye kapılmadan dördüncü sayısını çıkardı. Bizans çevresinde 'gözden kaçmamamalı yayın'ı hazırlayan Periferi Kolektif, yayınla ilgili soruları cevapladı.
Haziran '12

 

[Futuristika! ]Bir: Matbuda hayat vardır. Bir süre biçtiniz mi yoksa gittiği yere kadar gider mi? Karşı yakadan ses geliyor mu yayına? Kimler el veriyor kendisine, kimler hakkını veriyor sonrasında?

[Periferi Kolektif]: Plansız bir plan halinde ilerliyor Siber Gnosis mecmua. Devam etsin istiyoruz ama bunun için bir süre biçmiş değiliz. Misyonu devam ettiği süre devam edecektir-diyebiliriz.

Siber Gnosis’in genel takipçisi İstanbul’un Avrupa yakasında demek mümkün. Çünkü dergi düzenli satışını sadece –iadesiz- Taksim Mefisto da yapıyor. Bu manada Karşı işi götürüyor, Kadıköy’de durum sakin, 7-8 tane dergi alıcısı var. Bunun yanında Siber Gnosis, maddi bir dönüşü olmasa da İzmir, Ankara, Eskişehir, Konya, Antalya ve yer yer Çanakkale’ye ulaştı.

Yayının temel gövdesini metin yazan, çevirileri yapan Periferi Kolektif sanatçıları götürüyor. Bunun yanında Yıkım 2011, Gerçeklik Terörü gibi başlıklarda bizle paylaşıma giren sanatçıların yapıtlarına ve S.E.T listesi üzerinden uluslararası katılımlara dergiyi açtık. Şu ana dek, Brezilya, İspanya, Arjantin, İngiltere ve Amerika’dan sesler derginin ilk 4 sayısındaki bandoya katıldı.

İki: Üçüncü sayıda cezaevinden gönderilen artbrut işi vardı. Biraz detay alabilir miyiz o konuda?

Yıkım 2011 etkinlik binasına, sergi açılışından bir 10 gün sonra, Alanya L tipi cezaevinden bir mektup geldi. Serdar Sıvacı adlı mahkûm, Yıkım 2011’i gazetelerde çıkan haberler üzerinden takip edip, sergi kavramı/girişimiyle ruhsal bir ilişki kurmuş. Ve Maya sembollerinden yola çıkarak yaklaşık 100 parçadan oluşan ve kuru kalem/tükenmez bir çizim hazırlamış. Ve bu çizimin orijinallerini bize göndererek, eserin puzzle’ının tamamlanması, ardından fotoğrafının çekilerek; fotoğraf ölçütünde büyütülüp sergi bünyesinde gösterilmesini istemiş.

Bizim bu devasa çizimi ekstra bir sergileme şansımız yoktu ve onu ruhuna uygun “özel” bir sunum için beklettik. Siber Gnosis’in 3. Sayısındaki ek dosya ile de izleyici ile buluşmuş oldu. Ardından dergiyi cezaevine de gönderdik, umarım –içerikten takılmayıp- eline ulaşmıştır.

Siber Gnosis ilk dört sayı kapakları

Üç: SG’nin bir mecmua olarak öncüllerini hangi yayınlar ya da “şeyler” olarak görebiliriz?

Siber Gnosis’in bir adım öncesinde Yıkım 2011 sürecinde ilk ve son sayısı çıkan S.E.T bülten vardı. Aslında orada başlatmak istediğimiz, güncel ve hayata yakın bir yeni avangard söylem oluşturma derdimiz S.G. ile ete kemiğe bürünmüş oldu. Bu mana da S.B. Periferi Kolektif ve S.E.T’in tüm sergi, performans ve eylemleri ile aynı ruhun/duruşun sürdürücüsüdür.

Sonuçta; hakim sanat ve edebiyat söylemleri bizim hamlelerimizi eski kafalı, güncel değil, köksüz, toplumdan uzak vb söylemler ile hep görmezden gelmiş ve görünmez kılmaya çalışmıştır. Bunun sonucu hep hatırlanmasa ya da bilinmese de öncülünde Albemuth Bilimkurgu’dan Şebeke’ye 10 yılı aşkın bir yer altı yayıncılığı geleneği ile beslenmektedir.

Dört: Avangard nedir?

Bizim için avangard; süren, devam eden bir zamansız koşudur. Tanımlanamaz, bir kalıba sokulamaz bir post-endüstriyel atıktır. Kendimizi Alman Romantiklerinden Dada’ya, Cobra’dan Fluxus’a bir tarihsel süreç üzerine yeniden düşünen/eyleyen ve bu süreci zamanın mutant ruhuna uygun yeni bir söylem ile birleştiren bir durumda konumlandırıyoruz. Piyasa rasyonalitesinin, akademinin ya da liberal kuramcıların “avangard öldü” söylemleri ile dalga geçen bir hayalet olma konumu bizi tahrik eder.

Beş: Dergi çok pahalı çalmak zorunda kalıyoruz, Mefisto’da etramızı çeviriyorlar artık. Dijital versiyonlarını yaymayı düşünüyor musunuz? Sahi, dışarıdan yazı/iş alıyor musunuz? Neye göre kime göre gönderilebilir çalışmalar?

Periferi’nin 10 yıllık birikmiş bir tarihini artık arşivleme zamanı sanırım geldi. Gerçi biz bu tanımlanamaz, koordinatsız konumdan pek şikâyetçi olmasak da. Bu süreçle eski sayıları belli bir sıra ile bu internet merkezine yüklemeyi planlıyoruz.

Dergi fiyatının pahalılığı konusu, sadece bilgi eksikliğine dayalı bir durum. Siber Gnosis’te de İMC usulu, her yeni sayı öncesi toplanan katkılar ile çıkarılıyor. Dergi satış noktasında 8 liraya etiket bulunuyor, bunun sebebi ise kitapevlerinin her türlü dergiden yüzde 50 kar payı kesmesi. Yani verilen ek’in maliyetine göre dergi 3 ile 3,5 lira arasında mal oluyor, buna 8 lira etiket vurulduğunda, masraf ve kitapevi karı düşülünce tane satışından S.B. kasasına 50 kuruş ya da 1 lira kalıyor.

Derginin satışı dönen adedinin 40 -45 civarı olduğu düşünülürse her sayıyı 5/6 katı eksi bütçe ile kapatıyoruz demektir. [gülücük]

Bu duruma son vermenin yolu elden düşük fiyatla satışın artırılması, kitapevi karının etiketten düşülmesi olabilir. Ya da bir hami bulup yayının ücretsiz dağıtımını yapmak olabilir.

Dışarıdan yazı konusuna gelirsek, S.E.T dergide yayınladığımız ve tekrarını S.B’nin 4. Sayı girişinde verdiğimiz geniş düşünsel galaksinin içinde olan her üretime dışardan bakmayız.
Ve de Teşekkürler Futuristika.

Siber Gnosis dergi teaser’ı:

 ✪