Sistemden kaçışın romanı: Değişim

Ebru Gürhan ve Gülşah Seyhan'ın birlikte oluşturdukları metin, Franz Kafka'nın eserlerinde sistem, iktidar ve bireyin incelendiği yazıların Metamorfoz / Die Verwandlung ile ilgili olanıdır. Diğer yazıların da, zaman içinde yayımlanma olasılığı, kara bir mizahi olasılık olarak karşımızda durmaktadır

Pazarlamacı olan Gregor Samsa romanın ilk cümlesinde devcileyin bir böcek olarak karşımıza çıkmaktadır ve roman boyunca neden böceğe dönüştüğünü, bir cezalandırma ise bu, suçunun ne olduğunu öğrenemeyiz, tıpkı Kafka’nın Dava romanının baş karakteri Josef K.’nın suçunu öğrenememesi gibi.

Böcek Gregor’un gözünden okuduğumuz romanda, ilk önce her zaman ki odasının biraz küçüldüğünü, ama hala bir insan odası olduğunu öğreniriz. Romanda, böceğe dönüşen Gregor’un yeni görünümü aktarıldıktan hemen sonra insan olarak yaptığı iş yani kumaş pazarlamacılığı hakkında bilgilere rastlarız. Bu arada bunun bir rüya olabileceğini düşünen Gregor biraz daha uyuduğu takdirde her şeyin düzeleceğini ummaktadır. Aynı zamanda işe gitmesi gerektiğini de sürekli hatırlar. Ancak böcek vücuduna hakim olamadığı için uyumayı da, yataktan çıkmayı da başaramaz. Değişim romanı, hayvan olan Gregor’un insan gibi hissetmesi üzerine kuruludur. Zaten Gregor’un ölümü de bir insanın ölümüne benzemektedir. Gregor tıpkı Yargı öyküsünde ki Georg Bendemann gibi yaşamına son verir.

[sws_pullquote_left]…ailesinin borcu nedeniyle çalışan ve onu zamanla yarıştıran bu işten kurtulmanın yolu belki de böcek olmaktır [/sws_pullquote_left] Ruhbilimsel yöntem açısından öykünün çözümlemesinde, süper egonun yani romandaki babanın ya da ailenin kurallarına uygun bir yaşam sürme zorunluluğu karşısında, sürekli bastırılan bireysel isteklerin mücadelesini görmekteyiz. Ailesinin patronundan aldığı borç nedeniyle bu işi yapmaya mecbur olan Gregor, beş ya da altı yıl çalıştığı takdirde borçtan ve bu işten kurtulabileceğini düşünmektedir. Hatta Gregor işten kovulmanın aslında kendisi için en iyisi olacağını düşünür ancak bunun en azından bir süre daha imkansız olduğunu hatırlar. Bir böcektir ancak hala bir insan gibi düşünmektedir. Romanın herhangi bir yerinde Gregor’un neden böceğe dönüştüğü açıklanmaz ancak sanki bir böceğe dönüşmek süper egonun, otoritenin hakimiyetinden kurtulmanın tek yoludur.

Marksist ve toplumbilimsel çözümleme yöntemleri açısından romanda yanlış bilinç ve yanlış bilincin etkisiyle şekillenen yabancılaşma durumuna yer verildiğini görmekteyiz. Yaptığı rutin işten memnun olmayan, ailesinin borcu nedeniyle çalışan ve onu zamanla yarıştıran bu işten kurtulmanın yolu belki de böcek olmaktır. Gregor zaten yaptığı işten dolayı kendine, isteklerine yabancılaşmıştır. Sadece borç yüzünden zoraki bir şekilde çalışmaktadır. Ancak Gregor bunları böcek olunca fark eder, zaten aradığı besini yani müziğe olan ilgisini de böcek olunca fark edebilmiştir. Belki de, insanken yapamadığı böcekken yapmıştır, sistemin içselleştirdiği yabancılaşmadan kurtulmuştur. Ancak yabancılaşmadan kurtulan Gregor otoritenin dilinden de  mahrum kalmıştır. Bu romanda da baş karakterin iletişimsizliği ön plana çıkmaktadır. Çünkü Gregor’un söylediklerini -böcek vızıltısına benzetilir-kimse anlamamaktadır.

Söylem analizi açısından öykünün çözümlemesine baktığımızda, böceğe dönüşmek yani sistemin işe yaramaz gözüyle baktığı bir böceğe dönüşmek belki de onun tek kurtuluş yoludur. Foucault’un belirttiği gibi, kliniğin, deliliğin veya hapishanenin doğuşunda olduğu gibi önemli olan deli ya da böcek olmak değildir, önemli olan sisteme uymayan sistem için işe yaramayan olmaktır.

[sws_pullquote_left]…sisteme uymayanın sonu otorite tarafından hemen hazırlanır. Kafka dünyasının, önce güçsüz sonra güçlenen hatta çocuklarını yok eden babalarından birine bu romanda da rastlıyoruz.[/sws_pullquote_left] Ancak, sisteme uymayanın sonu otorite tarafından hemen hazırlanır. Kafka dünyasının, önce güçsüz sonra güçlenen hatta çocuklarını yok eden babalarından birine bu romanda da rastlıyoruz. Romanda, iflas eden baba, Gregor’un çalıştığı dönemlerde, çalışmayan ihtiyar bir adam olarak tasvir edilmektedir. Ancak böceğe dönüşen Gregor’un ardından baba, çalışmaya ve dinçleşmeye başlar. Tıpkı Yargı öyküsünde ki Georg’un babası gibi. Baba, oğlunun böceğe dönüşmesine yani çalışamaz hale gelmesine tahammül edemez. Çalışmayan sisteme uymayan bir oğul istemediği bir karakterdir. Değişimden sonra oğluna karşı şiddet uygulayacak kadar farklılığa katlanamaz. Değişen oğul Foucault’un belirttiği gibi sisteme uymadığı için, ekonomik anlamda verimli olmadığı için odasına (hapishaneye, tımarhaneye) kapatılır, oradan çıkmasına izin verilmez. Ya da Horkheimer ve Adorno’nun Aydınlanmanın Diyalektiği adlı kitaplarında belirttiği gibi, sistem o kadar kuvvetlidir ki farklı olana, öteki olana yaşama imkanı sunmamaktadır.

Romanda, sistemin baskı araçlarından biri olan iş hayatından kurtulmuş olmanın, Gregor için özgürlüğe kovuşma anlamına gelmediğini görmekteyiz. Çünkü karşısına ummadığı bir başka toplumsal engel çıkar. Althusser’in belirttiği gibi sistemin devamını sağlayan, otoritenin bir yansıması olan aile ön plana çıkar ve burada sadece baba figürü değil ailenin diğer kişileri de Gregor için bir baskı aracı olarak sunulmaktadır.

Romanın başlarında, böceğe dönüştükten sonraki ilk anlarında Gregor, işe gitmesi gerektiğini düşünmektedir. Yani Gregor hala böcek olduğunu tam olarak kabul etmemiştir. Geç kalması nedeniyle yaşayacağı problemleri düşünmektedir. Hasta olduğunu söylemesinin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü hastalık işe gitmemesi için geçerli bir neden olarak görülmemektedir. Zaten öyküdeki sigorta doktorları, Foucault’un belirttiği gibi sistemin onaylayıcısı olan doktorlar, hastalandığını ileri süren çalışanı sağlıklı bulmakta ve amacının işten kaçmak olduğunu belirtmektedir.

Romanda, astımlı olduğu belirtilen anne herhangi bir birey olma özelliği göstermemektedir. Fromm’un da belirttiği gibi anne, ataerkil sistemin kadının pasif olması için kendine biçtiği, ikinci planda kalma rolünü oynamaktadır. Kafka’nın babasına yazdığı mektuplarda ki, kendi annesi ile ilgili yaptığı yorum Gregor’un annesine çok benzemektedir. Anne hep babanın arkasındadır. Yargı öyküsünde ki anne de bu romandaki anne gibi pasiftir, gerçi öykü başlamadan önce anne ölmüştür ama annenin oğlunun yaşamında hiçbir aktif rolü olmadığı da anlaşılmaktadır.

Aslında roman boyunca bizim izleyebildiğimiz tek değişim süreci Gregor kız kardeşi Grete’nin değişimidir. Belki de değişime uğrayan tek kişi Grete’dir. Çünkü Gregor en başta değişmiş olarak, böcek olarak karşımıza çıkar zaten. Gregor tarafından çok sevilen Grete, kemana ilgisi olan genç bir kızdır. Gregor’un böceğe dönüştüğü ilk günlerde ona iyi davranan, onunla ilgilen tek kişidir. Ancak daha sonra onunla ilgilenmemeye onu yok saymaya başlar. Ve Gregor’dan kurtulmak gerektiğini vurgulayan ilk kişidir. Ve bunun üzerine Gregor ölmeyi seçer.

Ebru Gürhan – Gülşah Seyhan ✪

Önceki

Fluttery Records’dan iki güzel albüm: Marionette ID ve Widest Smiling Faces

Sonraki

1929’da sıradan bir gün… ya da kıyamet alameti