Yaşıyordu bir şekilde, iyi ya da kötü, bazı günler umut dolu bazı günler melankolik… Hep ince bir çizgide ayakta kalma çabasıydı onunki, çizgi o kadar inceydi ki o bile şaşırıyordu o dengeyi yakalayabildiğine… Genelde mutluydu ve hep bir çaba içersindeydi, hayata tutunma çabasıydı bu, hem de sımsıkı… Yeşillikler içinde kendi varlığını ispatlama çabası, ruhunu koruyabilme, bir bütün olabilme, kendi bildiğini okuyabilme, en sağlam, köklerini toprağın derinliklerine ulaştırabilmiş bir üzüm bağı… Öyle bir derinlik ki bu, kimsenin ulaşamayacağı, üzerine eklenenleri sonradan katılanları bir anda yerinden kaldırıp atabilecek bir derinlik ve sonsuzluk duygusu… Sonsuza kadar varım ben diyebilmek, ben de bir parçayım bu evrende ve bana da ihtiyacı olan canlılar var…
Hayata tutunmak hangimiz için çaba gerektirir ki, neden anlamlıdır, bir gün geldiğimiz boyuta geri döneceğimizi bile bile nedir bu çaba, bu istek, bu bitmek tükenmez arzular, tatmin olamayan benlikler, ruhlar bütünü… İstek duymalıyız o kesin artık ama her an mı, elbette ki bir yanımız karlar altındayken diğer yanımızın bu çabasına saygı duymasını öğrenmeli… ✪