Arthur Brown ve Jimi Hendrix

Arthur Brown, modern sahne şovlarının atası diye nitelenebilecek şekilde, 1968 yılında Fire isimli unutulmaz şarkısıyla ismini duyurdu. Alice Cooper, Kiss, Rammstein ve sahnede alevlerle oynayan, karnavalesk müzisyenlerin ilkiydi. Grubu ve sahne şovu diye nitelenebilecek The Crazy World of Arthur Brown ile günümüz standartlarında dahi sıra dışı kaçacak, toplum algısını bozan gösterisiyle Bob Dylan, The Soft Machine ve Pink Floyd ile sahneye çıktı. Arthur Brown müzik yapmayı sürdürüyor ve son albümünü dinleyici fonuyla oluşturdu. Jimi ile fotoğrafının çekildiği anı anlatıyor: Bu fotoğrafın 27 Ağustos 1967’de Londra’da Saville Theatre’da çekildiğine eminim. O dönem Jimi ile Track Records’dan tanışıyorduk ama yakın arkadaş olmamız
Kasım '13

Arthur Brown, modern sahne şovlarının atası diye nitelenebilecek şekilde, 1968 yılında Fire isimli unutulmaz şarkısıyla ismini duyurdu. Alice Cooper, Kiss, Rammstein ve sahnede alevlerle oynayan, karnavalesk müzisyenlerin ilkiydi. Grubu ve sahne şovu diye nitelenebilecek The Crazy World of Arthur Brown ile günümüz standartlarında dahi sıra dışı kaçacak, toplum algısını bozan gösterisiyle Bob Dylan, The Soft Machine ve Pink Floyd ile sahneye çıktı. Arthur Brown müzik yapmayı sürdürüyor ve son albümünü dinleyici fonuyla oluşturdu. Jimi ile fotoğrafının çekildiği anı anlatıyor:

Arthur-BrownJimi-Hendrix2Bu fotoğrafın 27 Ağustos 1967’de Londra’da Saville Theatre’da çekildiğine eminim. O dönem Jimi ile Track Records’dan tanışıyorduk ama yakın arkadaş olmamız daha sonrasına denk gelir. Fotoğrafın çekildiği gece plak şirketi toplu performans gecesi gibi bir şey düzenlemişti. Tüm Jimi Hendrix Experience tayfası oradaydı. Ayrıca Tomorrow, Georgie Fame, Eric Burdon & The Animals, Denny Laine Electric String Band ve Dantalion’s Chariot da oradaydı. Çok güzel bir akşamdı ve fırlamalıklar, goygoylar gırla gitmişti. Fotoğraf da hepsinden önce çekildi.

Jimi ile tanıştığımız an kafalarımız uyuştu. Fotoğraftan da anlaşılıyor bence. Aramızda sihirsel bir şey vardı. Her ikimiz de sahne performansına düşkün ve çığır açacak tiplerdik. Çoğu müzisyen altmışlarda bir araya gelip çaldı ve dinleyici de bu durumu sevdiı. Örneğin Frank Zappa ve John lee Hooker ile müthiş jam yaptığımızı hatırlıyorum. O zamanlar öyleydi. Bir de bakmışsın sahnede kahramanlarınla takılıyorsun!

Jimi ile arkadaşlığımız ilerledikçe, hem Britanya’da hem de ABD’de çeşitli festivallerde ve kulüplerde birlikte söyledik. Birbirimizi anlayışımız arttı hatta birlikte grup çalışmalarına da başladık ama ne yazık ki gerçekleşmedi. 68 yazında her ikimiz de listelerde üstlerdeydik. O Experience ile, ben de The Crazy World of Arthur Brown ile. Amerika’da sayısız konser anlaşması yaptık.

Birlikte sahnedeyken, enerjisi bizi alıp güzel yerlere götürürdü, çok etkileyiciydi. Hepimiz ondaki rock potansiyelini biliyorduk ama aynı zamanda müziğin serbest formunda da çok yetkindi. Bu özelliği onunla sahnede yer alan birçok müzisyeni açmıştır. Jimi hiç bencil olmayan ve asla sizi yönetmeye çalışmayan bir müzisyendi. Müziğimizdeki enerji o kadar yüksekti ki bizi kimsenin itelemesine gerek kalamdan alıp gidiyorduk. Sanırım karizmasının da etkisi vardı. Erkekler onun müzikal yeteneklerine hayrandı, ama kadınlar sadece onu sevdi. Öyle bir nokta vardı ki o anda her ne isterse yapabilirdi.

http://www.youtube.com/watch?v=b5hs3IDETcg

http://www.vimeo.com/26725690 ✪