Fütürist manifestonun yüzüncü yılı

20 Şubat 1909, sonradan manifestolar çağı olarak da anılacak 20.yy'ın ilk manifestosu Fütürizm ile gerçekleşen açılışın tarihiydi. Yüz yıl sonra, bir anlamı var mı bilemiyoruz ama, hala manifestolara inanıyoruz.

Mart '09

Savaşı kutsamak, kadını uzaklaştırmak, müzeleri ve kütüphaneleri yok etmek. Fütürist manifestonun yüzüncü yılı neden kutlanır ki?

Ne de olsa, 20 Şubat 1909, 20.yy’ın ilk sanat manifestosudur. (Sonrasında manifestolar, savaşlar, daha iyi öldürmek için teknoloji geliştirmelerin çağıdır.) Sürrealistleri dadaistler, situasyonistler… yokken geldiler, elit kültüre tükürdüler. Milyoner italyan şair Filippo Tommaso Marinetti, hızlı arabalara, savaş makinelerine duyduğu hayranlıkla bir -izm manifestosu kaleme alıp Le Figaro’da yayınlatmıştır. İnsanlar madem böyle bir hayat istiyorlar, istediklerini anlıyoruz, o zaman “Sanat şiddet, zulüm ve adaletsizlik dışında hiçbir şeydir“, ve metalik gövdelerin havanın içinde sülürken oluşturduğu enerji ve ısı, “Çalışma, zevk ve isyanla coşan kalabalıkların şarkısı“dır.

Aslında hepsi, gazeteler vasıtasıyla yayılan bir reklam çalışması gibidir.

“Savaşı yüceltiyoruz…”, “Şiir vahşi bir saldırı olmalıdır…”

Fütürizmin 11 ana noktası vardır. Çünkü 11 Marinetti’nin uğurlu sayısıdır. Daha kutsal bir anlam bekleyenler defolup gidebilir.

Birinci Dünya Savaşı’nın Fütürist Şansı

Savaş kutsanmış ve coşkuyla karşılanmıştı. Çünkü insanlık, tam da tahmin edildiği gibi, sanayileşmeyle birlikte saf şiddete yöneliyordu. Ne mutlu savaşanlara! Top sesleri, barut, kan ve makine yağı ile kutsanan yeni bir çağ!

<

p style=”border: 1px solid black; margin: 20px; padding: 8px; float: right; width: 30%; font-size: 0.8em; background-color: whitesmoke;”>Fütürizm’in 11 maddesi:
Tehlikeyi sevmek
Enerji ve korkusuzluk
Cesaret, cüret ve isyan (İntifada!)
Saldırganlık
Hız sevgisi
İhtişam ve büyüklük
Mücadelenin, azmin güzelliği
Savaştaki zafer hissi, güzellik
Kadınları aşağılamak
Müzelerin ve kütüphanelerin yok edilmesi

… Ve bu kutsaniyet duygusu yanında hakkaniyet ve çakma empatiyi getiriyor, manifestolar artıyor. Tristan Tzara, Hugo Ball’ın yazdıklarını düzeltip 1918’da dada manifestoyu sallıyor. 1930, 1933’de başka manifestolar yazılırken, 1924 ve 1929’da sürrealist manifestolar insanları karmaşaya ve anarşiye çağırıyor. “Elinde bir tabancayla sokakta koş ve kalabalığa yapabildiğin kadar rastgele ateş aç.” That’s surrealism babe!

Sonrasında diğer ileri geri konuşmalar, hayata karşı gider manifestolar da geliyor: Situasyonistler (1960), Chelsea Hotel (1962), Fluxus (1963), SCUM (1967), vs… vs.

Ancak, yemek herşeyden önemlidir, fütürist bir aşçı olarak, faşist bir “ah”çı olarak da, yakında Futuristika’da olabilir, belki…

Bazı önemsiz detaylar da var; 1944’de faşist Marinetti ölünce, fütürizm de ölmüş olabilir, dişlilerin bakıma ihtiyacı var. ✪