Şu veya bu tarihte dünyaya geldim, şurada veya burada yetiştirildim, düzenli olarak okula gittim, şu veya buyum ve adım da falanca veya
DevamıÇocukken evde bir şey kırılıp bozulduğuna vakit kaybetmeden gidip bir yenisini alırdı annem. Kırılan bir vazonun yokluğunu başka bir vazo ile doldururdu
DevamıHAZIRLANMA Birgün güçlü bir zamk alırsın, eve gider, kitaplığını boşaltıp kitaplarını üstüste yere dizer, sonra, her bir yığındakileri sırayla, teker teker alıp
DevamıAltında doğduğum yıldıza hepten lanet olsun; Onu hiçbir gökyüzü korumasın, şerefsiz bir toz yığını gibi mekanın içinde ufalansın! Beni yaratıkların arasına iten
DevamıYalnızlık vardı erkeklerin içinde. Dumanın ardından “Kadınlar yalnız değil. Kadınlar yalnız olamaz. İçtiğinde bile,” dedim. Duman parçalandı. Yalnızlık vardı erkeklerin içinde. Kadın,
DevamıGürültüler arasında Dan…Dan… Gelir bir ses uzaktan Makinenin gürültüsü Pistonun gümbürtüsü Piston…Ton…Ton…Ton… Piston…Pis…Ton…
DevamıSabahın kör karanlığında işe varmak için yola koyulduğumda ergeninden kıçının kılı sulu rakı kıvamına evrilmişlerine varana dek karşıma çıkan bütün erkek milleti
Devamıbernhard – palinkayı alırken: her şey mahvoluyor. her şey değersizleşti. fakat şunu söyleyebilirim ki, onlar mahvetti ve değersizleştirdi her şeyi. çünkü sözde
DevamıHakikaten çok “jean’s” bir mevzu! “Görünmez” bir elin doku(n)duğu Ortadoğu’da, “kanlı mı olacak, kansız mı olacak” repliği her daim avaz avaz! Bu
Devamı[h5p id=”2″]
DevamıElveda Başkaldırı‘nın yeşil kapağını hiç unutmam. Atıl Ant yönetimindeki AFA Yayınları’ndan çıkmıştı. Bir çeşit Waldo Sen Neden Burada Değilsin? tarzı. Mehmet Barlas’tan
Devamı