Tiraje Dikmen

1923 doğumlu Tiraje Dikmen, 1949 yılında Fransız hükümetinden aldığı bursla Paris’e gitmişti. İlk kişisel sergisini 1956 yılında, Ernst, Miro ve Arp’ın eserlerini düzenli olarak sergileyen Galerie Edouard Loeb’da açan sanatçı 1964’te gerçeküstücülük tarihinin en önemli sergilerinden sayılan Gerçeküstücülük/Kökenler/Tarih/Yakınlıklar’a davet edilmişti. İlk, orta ve lise öğrenimini Işık Lisesi’nde tamamladı. “Olgunluk Sınavı”nı Galatasaray Lisesi’nde verdi. Prof. Neumark, Rustov ve Kessler gibi yabancı bilim adamlarının ders verdiği İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu.  Doktora tezinin Prof. Kessler yönetiminde tamamladı. 1946-1949 yılları arasında “İstanbul’da Kadın İşçilerin Çalışma Koşulları” başlığını taşıyan bu araştırma için Cibali, Eyüp,Tophane ve Üsküdar semtlerinde geniş kapsamlı anketler yaptı. Aynı dönemde
Eylül '14

1923 doğumlu Tiraje Dikmen, 1949 yılında Fransız hükümetinden aldığı bursla Paris’e gitmişti. İlk kişisel sergisini 1956 yılında, Ernst, Miro ve Arp’ın eserlerini düzenli olarak sergileyen Galerie Edouard Loeb’da açan sanatçı 1964’te gerçeküstücülük tarihinin en önemli sergilerinden sayılan Gerçeküstücülük/Kökenler/Tarih/Yakınlıklar’a davet edilmişti. İlk, orta ve lise öğrenimini Işık Lisesi’nde tamamladı. “Olgunluk Sınavı”nı Galatasaray Lisesi’nde verdi. Prof. Neumark, Rustov ve Kessler gibi yabancı bilim adamlarının ders verdiği İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu.  Doktora tezinin Prof. Kessler yönetiminde tamamladı. 1946-1949 yılları arasında “İstanbul’da Kadın İşçilerin Çalışma Koşulları” başlığını taşıyan bu araştırma için Cibali, Eyüp,Tophane ve Üsküdar semtlerinde geniş kapsamlı anketler yaptı. Aynı dönemde İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Fransız ressam Léopold Lévy’nin atölyesinde resim çalışmalarına başladı. 1949’da Fransız hükümetinin verdiği bir burs ile Paris’e gitti. Aix-en-Provence’de henüz müzeye dönüştürülmemiş olan Cézanne’ın atölyesinde çalışma olanağı buldu. Fransız Dışişleri Bakanlığı Kültürel İlişkiler Müdürlüğü’nün önerisiyle 1949-1954 yılları arasında Louvre Müzesi’nin çeşitli bölümlerinde müzecilik stajları yaptı. Yine aynı yıllarda “Ecole du Louvre”un sanat tarihi ve müzecilik bölümlerinde okudu. Jean Cassou ve Germain Bazin’den dersler aldı. 1955’de G.H. Riviére’in yönettiği Musée des Arts et Traditions Populaires’de staj yaptı. 1956’da Paris’te ilk sergisini Miro, Max Ernst ve Arp gibi sanatçıların yapıtlarını da sergileyen Galerie Edouard Loeb’da açtı. Max Ernst desenlerden oluşan bu sergiden koleksiyonu için bir yapıt satın aldı. 1960’da Edouard Loeb Galerisi’nde ikinci sergisini açtı. Patrick Waldberg’in yağlıboyalardan oluşan bu sergiyle ilgili yazısı yazarın Mercure de France’tan yayımlanan “Mains et Merveilles/Peintres et Sculpteurs de Notre Temps” (Eller ve Harikalar/Zamanımızın Ressam ve heykeltıraşları) başlıklı kitabının Tiraje’ye ayrılan bölümünde yer aldı. 1961’de İstanbul’da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde yapılan “Paris’te Türk Sanatçıları” başlıklı sergiye katıldı. 1963’de Paris’te Musée d’Art Moderne’de düzenlenen “Çağdaş Türk Sanatı” sergisine katıldı. Bu sergi daha sonra Brüksel, Viyana ve Roma’da da tekrarlandı. Bu yıllarda Tiraje Paris’te Giacometti, Braque, Derain, Chagall, Yves Bonnefoy, Blaise Cendrars, Tristan Tzara, Georges Duthuit, Charles Estienne ve Jacques Lassaigne gibi çeşitli sanatçı ve yazarlarla tanıştı. 1964 yılında ise Galerie Charpentier’de düzenlenen ve gerçeküstücü sanatın kapsamlı bir biçimde tanıtıldığı Surréalisme/Sources/Histoire/Affinités (Gerçeküstücülük/Kökenler/Tarih/Yakınlıklar) sergisine katıldı. Yine aynı yıl Paris’te Galerie Birtschansky’de bir sergi açtı. 1970’de Galeri I’de Türkiye’deki ilk kişisel sergisini gerçekleştirdi.

Tiraje Dikmen 1 Eylül’de dünyaya veda etti.

Ali Artun’un Tiraje Dikmen ile söyleşisi

T.D.: İnsan tek kutuplu olmayabiliyor! Ayrı kutuplardan apayrı olayları, aynı heyecenla yaşayabiliyor. Sözünü ettiğiniz resimler, yaşadığım olayların (veya Doğa’nın) yarattığı Heyecan’ın yoğunluğu ve şiddeti ölçüsünde, dışa yansıyan soyut biçimleri. Tabii yansıma, dış görüntünün aynen yansıması değil, arkasında olanın, bellekte biçimlenmiş haliyle yansıması. Soyut bir yansıma.

Bir kuşa bakıp bir timsah görebiliyorsunuz! Denize bakıp ’yaratıklar’ı görebiliyorsunuz!

Ancak, resimlerin temelinde olan Heyecan’ı mutlaka belli, somut dış olaylar yaratmıyor. Heyecan bireyin belleğinde, kökleri bireysel ve soyut olan hayal gücünün katılımıyla da oluşuyor. Yine soyut bir yansıma. Bu konularda Doğa ile Birey’in arasındaki ilişkiye bakarsak, Doğa ile beraberlik, içiçelik devam ettiği halde Doğa’nın karşısında Birey’in artan bağımsızlığı, hatta hakimiyeti görülüyor. Doğadan aldığınızı siz yeniden yaratıyorsunuz. Birey’in Doğa karşısında yeri büyüyor. Yeni bir denge oluşuyor. ✪

Önceki

[Flannery O’Connor] 1960

Sonraki

“Demek Yazar Olmak İstiyorsun” Olma