[Unutulmasın diye] Rafal Wojaczek

Arthur Rimbaud, Slyvia Plath ve beatnikler arasında duran, Polonya edebiyatının az yaşamış, hiç ölmeyecek büyük şairi.
Ocak '14

[Unutulmasın diye] Rafal Wojaczek 1Rafal Wojaczek; Arthur Rimbaud, Slyvia Plath ve hiç tanımadan beatnikler arasında duran, Polonya edebiyatının az yaşamış hiç ölmeyecek büyük şairi. Yıllardan 1971, yirmi beş yaşında kendini öldürdü Sadece yarım dönem dayanabildiği Krakow’daki edebiyat eğitimini bırakıp Wroclaw’da çöp deposunda sevk memurluğu yaptı. Tımarhaneye, bir kez de toplum düzenini bozmak ve aklı melekesi bulunmadığı gerekçesiyle hapse girdi. Tam zamanlı alkolik, polis karakolunun düzenli misafiriydi. Dönemin komünist Polonya’sında neredeyse bir gereklilik olan Polonya Yazarlar Sendika’sına girmeyi reddetmekle kalmamış, alınmasına dair teklifi cevapladığı mektubunda, edebiyat oligarşisine şöyle cevap vermişti:

“Birçok okula devam ettim, kütüphanelerde, tren raylarında, beni az çok tanıyan insanların evlerinde, çeşit çeşit meyhanede ve benzeri yerlerde büyüdüm. Nehirlerde, göllerde, hatta açık denizde yüzdüm. Kendimi Yolculuk’a adadım – ‘Toprak bana serbest – Hay!’ Öldüğümde, yaşamın öte yakasından çıkıp şöyle bağırabilirim: Bö! Yeterli mi? Not: Bunu daha farklı da yazabilirim.”

[Unutulmasın diye] Rafal Wojaczek 1Şairin yeryüzünde belirişi, 1965 yılında dönemin yeni bir dergisinde Poezja’da gerçekleşti. Derginin editörü Tymoteusz Karpowicz, şairi coşkuyla sundu. (Çünkü dergilerin, yayınların aslında böyle bir coşkusu olmalı, değil mi? Bir yazar, bir şair, bir şarkı, bir şiir keşfetmedikten sonra?) Kara şiir yazmış denebilir. Şiirlerinde tamamen kadın bedenine dönüşüp, varoluşa karşı açlığını böyle bastırdığın söylenebilir. (Tecavüz isimli şiirde, kadın bedeninden, kadın ruhuna dönüşmeye adım atmıştır.) Rafal Wojaczek, şiirlerinde kendisini tümüyle farklı bir kişilik şeklinde konumlandırır. Kimi zaman bir iblis, kimi zaman kadındır, nihayetinde kendi bedeninde, kendi sesinde değildir. Şiirlerinde sürekli yükselir, ışığa doğru ilerler. Ortodoks mitolojisinden etkiyle kadın, şiirlerinde kafasını çevirdiği tek yön olan yukarısıyla, ışıkla, cennetle arasındaki ince çizgidir. Şiirlerinde dönüştüğü kadının bedeni, Rafal Wojaczek’in evidir. Odalarında dolaşır, evin boşluğunda huzur bulur.

Şairin hayatını, 1999 yapımı, Lech Majewski’nin yönettiği Wojaczek isimli filmde oynayan kişi ise, aslında bir aktör değildi ve daha önce hiç rol yapmamış, şairin okuru bir başka şairdi. Belki, unutulmasın diye, bu kısa hatırlatma metninden filme giden, oradan tekrar bir yazıya varan biri çıkar. Şiir, kendini savunur, kendi yolunu bulur.


 

Rafał Wojaczek’in ilk kitabı Sezon / Mevsim, 1966’da yayımlandı. Inna Bajka/Bir Başka Peri Masalı 1970 yılında yayımlandı. Ölümünün ardından, kendi derlediği şiirlerinin yanı sıra, dergilerde kalmışların yanı sıra hiçbir yerde yayımlanmamış altmış şiiri gün yüzü gördü.

Ben, Kafka

Kalbim
sığmıyor kendime
içimde bütünüyle
köklerim

Çimlerin ak kenarları
filizleniyor
dudaklarımda

Mohel*’in kızı Julia
hastalığımı işliyor
babasından idmanlı
dudaklarıyla

* Yahudilikte doğumu izleyen sekizinci günde erkek çocuğun sünnet merasimini gerçekleştiren din görevlisi.


  ✪

Önceki

[Kurt Vonnegut Jr.] Bok fırtınasından yadigar

Sonraki

[László Krasznahorkai] III – Kötülük, Thomas Bernhard ve Krasznahorkai