Danny Byrne'in László Krasznahorkai'nin belki en "zorlu" kitabı üzerine bu ayrıştırma denemesi, Türkçe'de henüz yer almayan kitaba karşı siper almak amacı taşıyor.
Zamanı ve yazıyı esnetmek.
Kırsalın dehşeti, Cynan Jones'tan kısa romanda kurgulama becerisi bir kitap. Unutulmasın diye.
[su_dropcap style=”simple” size=”4″]A[/su_dropcap]nna Kavan’ın romanı 1967 yılında yayımlandığında, ikinci dalga feminizmin eli kulağındaydı. Bu kitabı feminizm öncülü diye nitelemiyorum, fakat okurken, dönemin
Robert Walser öldü. Karlara yığıldı kaldı. Böylesine anlar yaşanmıştır.
Şeffaflaşsam, beynim alınmış, hafızam silinmiş olsa, bu dünya, bu yaşam, bu ülke ortadan kaybolmuş olsa ve insanın ne olduğunu, hangi acılara yol
I. László Krasznahorkai, Macaristan – Romanya sınırında Gyula isimli kasabada 1954 yılında doğdu. Kitaplarındaki kasabalar bir ölçüye kadar doğduğu yerden ilham alınmıştır.
Borges'in bir Kafka hikayesine dönüşmesini anlatır. Bu kadar.
Türkiye tam da -tekrar- Thomas Bernhard havasında.