Sadece 9 cümleden oluşan çocuk kitabı Where the Wild Things Are, yayımlandığı 1963 yılından bu yana, tartışmalara konu oldu. Çocuklar kitabı kucaklarken, bazı ebeveynler ve kurumlar ısrarla kitabı yasakladı.
Dave Eggers ise, bir anlamda yolumuzu çizen, çağdaş yayıncılık ve edebiyat dünyasının en heyecan verici karakterlerinden biri. Birbirinden güzel dergiler çıkarıyor, edebiyat oyunlarına dalıyor, internet dünyasında tıkılıp kalmaktansa, hem dijitali hem de matbuyu, üretken ve ilgi çekici kullanıyor. Eggers, kült kitabı romanlaştırmakla kalmayıp, Spike Jonze ile birlikte filmin senaryosunu da yazmıştı.
Filmi çok, kitabı ondan daha çok sevdik.
[sws_3_columns title=”Dave Eggers”]
1970 doğumlu Amerikalı yazar Dave Eggers; McSweeney’s yayınevinin ve web sitesinin kurucusu olmasının yanı sıra The Believer, McSweeney’s Quarterly Concern ve The Wholpin dergilerini çıkarıyor, aynı zamanda senelik Okumanız Gerekmeyenler antolojilerinin de arkasındaki isim. Çağdaş edebiyatın en çok öne çıkan ve üretken yazarlarından biri olan Eggers, kendi hayat hikâyesinden yola çıkarak yazdığı Müthiş Dahiden Hazin Bir Eser ile Pulitzer’e aday olmuş, Türkiye’de Ne Nedir adıyla yayımlanan kitabıyla Fransa’da 2009 yılı Prix Médicis Étranger ödülüne layık görülmüştür.
SENDAK KELAMI
“Çocuklar için yazamazsınız. Bunun için çok karmaşıklardır. Sadece, çocukların ilgisini çekebilecek kitaplar yazabilirsiniz.”
Birgün, ufak bir oğlan üzerinde bir çizim olan kart gönderdi bana. Çok sevdim. Tüm çocuklarımın mektuplarını – bazen oldukça aceleyle- cevaplarım. Bu kez üzerinde vakit harcadım. Ona üzerinde bir Vahşi Şey olan bir kart gönderdim. Şöyle yazdım: “Sevgili Jim, Kartını çok sevdim.”
Daha sonra annesinden bir mektup aldım. Şöyle yazıyordu: “Jim kartınızı o kadar sevdi ki, onu yedi.”
Daha önce hiç böylesi bir övgü almamıştım. Üzerinde orijinal Maurice Sendak çizimi var mı yok mu ilgilenmemişti. Görmüştü, sevmişti ve yemişti.
- M. Sendak
[/sws_3_columns]
[sws_3_columns_2thirds_last title=” Kitabın çevirmeni Begüm Güzel Futuristika için yazdı: Vahşi Şeyler üzerine…”]
Çeviri için Siren Yayınları’ndan öneri geldiğinde henüz –sanırım Türkiye’deki birçok okur gibi- Sendak’ın orijinal metnini okumamıştım. Dave Eggers’ın metnini açıp okumaya başladım ve on sayfa ilerledikten sonra çeviriyi yapmaya karar vermiştim bile! Aslında metinle ne kadar “anlaşabildiğimi” görmek için çeviriyi üstlenmeden önce tamamını okurum ama Max’in hikâyesinde beni hızla kendisine çeken bir şeyler vardı sanki…
Çeviriye başlamadan önce bir solukta romanın tamamını okudum ve sıcağı sıcağına, hem filmin hem de Eggers’ın romanının ilham kaynağı olan Maurice Sendak’ın Where the Wild Things Are’ına başladım. Bambaşka bir çocuk kitabıydı; bir avuç cümleyle koskocaman bir dünya vaat ediyordu adeta! Ardından Spike Jonze ile Dave Eggers’ın ortaya çıkardığı, aynı ismi taşıyan filmi izledim. Vahşi şeyleri ve yaşadıkları adayı görmek birçok şeyin kafamda daha iyi bir yere oturmasını sağladı diyebilirim, ama filmin Max’in dünyasını yansıtmada biraz zayıf kaldığını düşünmeden edemedim. Dave Eggers’ın Max’ini okurken dünyayı gerçekten onun gözünden görebiliyor ve yetişkinlerin bazen ne kadar can sıkıcı olabildiklerini ve insanın vizyonunu nasıl daralttıklarını hatırlıyorsunuz!
Metin rahat ilerlediği için bana pek bir sorun çıkarmadan tamamlandı ama sonrasında epey hassas bir çalışma yürüttük Siren’le birlikte. Hem sürüden ayrılmaya hazır çocuklara hem de ne zamandır sesini çıkarmayı unutmuş yetişkinlere hitap edeceğimiz için kelime seçimlerine ve cümle yapılarına özellikle dikkat ettik. Her şeyden önce, başına ne gelirse gelsin Max’in hiç bırakmadığı mizah duygusunu korumak için fazlaca özen gösterdik.
Hem Maurice Sendak’ın hem Spike Jonze’nin hem de Dave Eggers’ın çocukluğundan izler taşıyan bu Max’in hikâyesini herkesin keyifle ve içinde duyduğu kıpırtılara engel olamadan okuyacağına inanıyorum. Umarım siz de Kral Max’i ve Vahşi Şeyler’i bizim kadar seversiniz!
– Begüm Güzel
SENDAK İLE BEŞ DAKİKA
“Defolun gidin, ben fahişe değilim…”
[/sws_3_columns_2thirds_last]
[sws_divider_basic] ✪