Her şehrin, sonsuz bir potansiyele sahip olmasına rağmen kısır bir döngüde tekrarlanan kendi ritmi vardır ve bu ritim, en çok, içinde barındırdığı sakinlerden oluşarak yine en çok onları etkiler. Cıvıl cıvıl kuş sesleri, vurdumduymaz çocuk çığlıkları, balkonlardaki rüzgar güllerinin huzur dolu çınlamaları gibi şehrin bize duygusal seslenişini bir kenara bırakırsak, güzergahlarında bir ileri bir geri giden otobüsler, düzene davet eden trafik ışıkları, sağa sola dönüşe geçen taşıtların sinyalleri gibi sesler, her şehrin salt okunur sesleridir ve belki de şehrin kalp atışına eşittir.
11 adet enstrümandan oluşan orkestrasıyla Sensing City projesinden izlediğiniz bu bölümde, konser salonunun önünden geçen taşıtların “bilmeden” yaptıkları müziği dinliyorsunuz. Yoldan geçen arabaların tetiklediği notalarla oluşan müzikle şehir, farklı bir açıdan konser salonundaki sakinlerine sesleniyor.
<
p align=”center”> ✪