Erika Iris Simmons, 1983 doğumlu, kendi kendini yetiştirmiş ve kasetler, eski kitaplar, dergiler, kredi kartları gibi bildiğimiz sanat araçlarından olmayan nesneleri kullanarak portre çalışmaları yapan bir sanatçı. “Gost in the machine/Makinedeki hayalet“serisinde pop kültürüne dahil kişileri kullanan Erika, Futuristika’ya bantlardan portre çalışmalarını anlattı. Kendisinin kolajlarına da ayrıca dikkat çekmek isteriz.
Eserlerini yapmak için eski kaset ya da eski kitap gibi geri dönüşüme girmiş malzemeler kullanıyorsun ve “çöpleri hazineye” çeviriyorsun. Bunu yapmaya ne zaman ve neden karar verdin?
Aslında “çöp” kelimesini oldukça serbest kullanıyorum. Malzemelerimin bildiğimiz anlamda çöp olduğunu düşünmüyorum. Daha çok “birinin çöpü diğerinin hazinesidir” durumu.
Nostaljiyi seviyorum. Eski kitaplar favorimdir ancak kasetler de bir çok insana aynı nostaljik hissi veriyor.
Hiç bir zaman çok paralı bir insan olmadım. Bu nedenle böylesi malzemeler kullanmak kısmen zorunlu da oldu. Ayrıca birşeyleri “yok etmek” düşüncesi olmayınca yaratıcı olmak daha kolay. Eğlenmeye çalışıyorum.
Ghost in the Machine/Makinedeki hayalet serinde, teyp kasetlerinin bantlarından müzisyen portreleri ve film sahneleri yapıyorsunuz. Ian Vurtis, Jimi Hendrix, Jim Morrison gibi… Ben özellikle “Ian Curtis” için olanın süper olduğunu düşünüyorum. Bu portrede Joy Divison şarkısından alıntılar göze çarpıyor: “This is a crisis I knew had to come…/Gelmesi gerektiğini bildiğim bir kriz…” Sanatını ortaya çıkarırken, aşman gereken kişisel bir kriz halin olduğunu düşünüyor musun?
Bu yorumun doğru olduğunu düşünüyorum. Sanat bana her zaman barınak, sığınacak bir köşe olmuştur. Kelimeleriniz yetersiz kaldığında bir iletişim yoludur.
Kaset çağı… Müziğin çok daha gerçek gibi göründüğü ve insanların birbirleriyle kaset takası yapıp müziği daha bir ilgiyle takip ettiği dönemleri sık sık özlüyoruz. Kasetler sizin için, sadece bantlarını kullanıp sanatınızı ortaya çıkarmaya yarayan bir araç mı yoksa bunun ötesinde anlamları da var mı?
Kasetler oldukça doludur. Bunu hem gerçek anlamıyla hem de mecazi olarak söylüyorum. Aynı anda çok farklı şeyler barındırır. Oldukça garip olan paketinde görünmez bir mesajdır. Bakınca, nesneyi görürsün ama kasetin taşıdığı, içindeki müziği anlayamazsın.
Bu seriye “Ghost in the Machine/Makinedeki hayalet” ismini vermemin nedeni de bir felsefecinin (Ryle) ruhun beden üzerinde nasıl yaşadığını ya da akılınızın beynizinde nasıl ikamet ettiğini anlatan açıklamasıdır. Aslında biz hepimiz, küçük garip paketlere sarmalanmış düşünceler topluluğuyuz :)
Tam zamanlı bir sanatçı olarak çalıştığını biliyoruz. İşlerinde genelde hangi fikirlerden yola çıkıyorsun, ne tür çalışmalar sunuyorsun?
Son birkaç aydır nihayet çalışmalarımdan pay da almaya başladım. Masaya getirilen herhangi bir fikirle çalışabilirim. Başka sanatçılarla da ortak çalışmalar yapıyorum. Ayrıca daha büyük ve daha karışık kaset parçaları da yapıyorum.
Rus dili ve edebiyatı mezunusun. Hangi Rus yazarlarını seviyorsun?
Alezander Blok ve Akhmatova Solzhenitsyn. Aslında çok daha fazla söylenecek ya da hatırlanacak yazar var.
Bugünlerde başucundaki kitap ya da dergiler neler?
Leaders Dreamers and Rebels, An Account of the Great Mass-Movements of History ve Wish-Dreams that Inspired Them, Rene Fulop-Miller çalışması, 1935.
Lütfen artık Tom Waits’i de yap:)
Tom Waits sırada! Bir arkadaşım da istedi. Tamamladığımda resmini size de gönderirim.
Erika Iris Simmons web sitesi
Alt notlar:
Gilbert Ryle hakkında:
(1900-1976) İngiliz filozof. 1945’ten 1968’e kadar Oxford Üniversitesi’ndeki metafizik kürsüsünü yönetti. Bir sözcüğün anlamını, bu sözcüğün anlamlı bir tümce içinde kullanılmasına olanak sağlayan kurallar aracılığıyla tanımladığı bir dil felsefesi anlayışı geliştirmiştir. Ryle’ın üzerinde durduğu başlıca kavram “kategori yanlışı”dır. Ryle 1946’da yayımlanan Philosophical Arguments adlı yapıtında bir kategori yanlışının, bir terim ya da kavramın kendisine uygun düşmeyen bir kategori içinde konumlandırılmasından doğduğunu belirtmektedir. Ryle, bu yanlışlıkların önüne geçmenin, ancak bu kategorilerin doğasının belirlenmesiyle olanaklı olacağını düşünmektedir. Bunu gerçekleştirmek için önerdiği yöntem, kavramsal çözümleme yoluyla kavramlar arasındaki kategori farklılıklarının ortaya çıkarmasıdır. Kavramsal çözümlemenin ise, tek başına kavramların incelenmesi değil, onların içinde yer aldıkları tümceler ile aralarındaki bağlantıların soruşturulması olduğunu vurgulamaktadır. Ryle, dilin gündelik kullanım tarzları üzerinde de önemle durmuş ve The Concept of Mind adlı yapıtında klasik zihin-beden problemine gündelik dilden hareketle çözüm aramayı denemiştir.
Altınörs, Atakan, Dil Felsefesi Sözlüğü, Paradigma Yayınları, 2000, İstanbul ✪
Ghost in the machine/Makinedeki hayalet hakkında