Tanrıların, Tanrı olarak kalabilmesi için onlara daima bir kurban gerekir diye bir söz geçiyordu izlediğim bir filmde. Faşizmi yürürlüğe sokanlar da kurban isterler kendilerine. Çünkü yaşadığı yerin Tanrıları olduklarına inandırmışlardır kendilerini. Sacco ile Vanzetti’de yaşadıkları dönemin kurbanlarıdır.
Nicola Sacco iyi bir kunduracıdır. 1912’de Rosina Zambelli ile evlenmiştir. Pek çok göçmen gibi o da geldiği yere uyum sağlamakta güçlük çeker. Arkadaşlarının çoğu gibi o da bir anarşist çevre edinir kendine.
Bartolomeo Vanzetti ise Boston yakınlarında her tür vasıfsız işe girer çıkar. Bir yandan Plymouth sokaklarında ıslık çalarak el arabasını iterken, boş vakitlerinde Dante, Hugo ve Tolstoy, Marx ve Proudhon okur.
Birinin adı; Nicola Sacco diğerinin adı ise; Bartolomeo Vanzetti. İkisi de bir hayalin peşindeydi, ikisi de yeni bir dünyanın içindeydi.
O yıllar büyük bir göç dalgası yaşanır Amerika’da. Sadece 1907 ‘de 1,3 milyon insan bir işçi sınıfı olarak ABD’ye akın etmiştir. Afrikalılar, Yahudiler, Çinliler, Katolikler, Ortodokslar ve İtalyanlar…
Büyüyen göç dalgası sonucu, “Yüzde yüz Amerikalılık” çağrısında bulunan Ku Klux Klan ve benzeri gruplar, Afrikalı Amerikalılar kadar, Katoliklere, Yahudilere ve göçmenlere de karşıdırlar.
15 Nisan 1920’de Braintree’nin ana caddesinde, iki kişinin öldürüldüğü bir soygun gerçekleşir. South Braintree soygununun kurbanları, bu ayakkabı firmasının muhasebecisi ve onun “korumas”sıdır. Çalışanların haftalık ücretlerini zırhlı çelik kasalarla komşu büroya taşımaktadırlar. Yol üzerinde iki adam onlara saldırır, ateş eder, kasaları alır ve içinde üç kişinin bulunduğu kendilerini bekleyen bir arabaya binerek oradan uzaklaşır. Arkalarında birkaç tanık kalmıştır ama.
Saldırı sırasında kullanılan çalıntı Buick’in izini süren komiser Stewart, olaydan 20 gün sonra daha önce de başı polisle belaya giren bir takım İtalyanlarla karşılaşır. İçlerinden biri daha önce sürgüne mahkûm edilmiştir. Bir otomobil tamircisi İtalyanların dükkâna geldiğini bildirir. Teşhis edilen üç kişiyi elinden kaçıran Stewart, Bridgewater’dan gelen bir arabadaki iki adamı tutuklar. Üstlerinde anarşist bildirinin müsveddeleri bulunur.
Birinin adı; Nicola Sacco diğerinin adı ise; Bartolomeo Vanzetti. İkisi de anarşist, ikisi de silahlı.
Sorgulamayı yapan sorgu yargıcı, daha ilk sorguda Sacco’nun South Braintree olayına karıştığı kanaatine varır. Olayın olduğu 15 Nisan günü Sacco’nun işe gitmeyişi de nedenlerden biridir.
Vanzetti ise daha önceden mahkûm olmuştur. Noel’deki Bridgewater soygununun sanığı olarak tanıklar onu resmen teşhis etmiştir ve 12 yıldan az 15 yıldan fazla olmamak üzere hapis cezasına çarptırmıştır.
1921 ağustos ayında ise aynı yargıç, Dedham’daki mahkemede Sacco ve Vanzetti’nin idama mahkûm edildiği kararını okur bu defa. Ve mahkemeler uzar gider… Yargıç, jüriye dönüp “Kararınızı verirken Fransa’da savaş alanlarında ölen yiğit askerlerimizi düşünün. Aynı vatanseverlik duygusuyla kararınızı verin”, der. İki tanıktan birinin mahkemede sahte adla tanıklık yaptığı ortadır. Başka bir cinayet suçundan idama mahkûm olmuş bir tutuklunun cinayeti kendisinin de aralarında bulunduğu Morelli Çetesi’nin gerçekleştirdiğini yazılı ve imzalı olarak itiraf etmesi itiraf etmesi bile Tanrıları ikna etmeye yetmez.
Birinin adı; Nicola Sacco diğerinin adı ise; Bartolomeo Vanzetti. İkisi de ‘Yüzde yüz Amerikalı’ değil, ikisi de kurban.
Yedi yıl ölümü beklediler içerde.
Nicola Sacco karısından ayrı düşmüştür. Oğlu Dante ondan uzak büyümektedir. Kızı Ines ise o hapishanedeyken dünyaya gelmiştir. Birkaç kez akli dengesini yitirir; defalarca intihara teşebbüs eder, açlık grevleri yapar. Hastaneye kaldırılır. Masumiyetini ve çektiği acıları anlatan mektuplar yazar hastaneden. Adil bir şekilde yargılanmadığını düşünür sürekli. Yoksullara ve İtalyanlara karşı kör bir nefretin kurbanı olduğuna inanır.
Vanzetti ise Bridgewater soygunundan mahkûm olduğundan hapishanede çalışır. Önce resim atölyesine devam eder, boyalara alerjisi olduğu ortaya çıkınca bu atölyeyi bırakır, dikiş atölyesine geçer. Boş zamanlarında okumaya devam eder; felsefeye ve aritmetiğe merak sarar. Proudhon’u tercüme eder. Ölümünden sonra yayımlanacak olan “Bir proleterin hayat hikâyesi” adını verdiği çocukluk anılarını kaleme alır. Masum olduğuna inanan Boston’lu kadınlarla mektuplaşır. ABD’deki işçilerin kitlesel desteğini arkasına alamadığını düşünür. “Başka ülkelerde yapılanların yarısı burada yapılsaydı, biz şu anda özgür olurduk,” der.
Birinin adı; Nicola Sacco diğerinin adı ise; Bartolomeo Vanzetti. İkisi de yoksullardan yana, ikisi de sömürüye karşı.
Öte yandan davaya karşı pek çok gösteriler yapılır. Anatole France, John Galsworthy, H.G. Wells, George Bernard Shaw, Romain Rolland, Katherine Ann Porter, Sinclair Lewis, Albert Einstein, Fritz Kreisler, Isadora Duncan, Ramsey MacDonald gibi tanınmış kişilerin de desteklediği protesto gösterileri yapılır.
İnfazın gerçekleştirildiği 22-Ağustos 1927 gecesi Paris’te, New York’ta, Buenos Aires’de, Sidney’de ve daha pek çok kentte mitingler yapılır. Paris’te 150.000 kişi, Boston’da ise 250.000 kişi toplanır.
Bütün bunlara rağmen, yani masum oldukları halde Sacco ile Vanzetti elektrikli sandalyede infaz edilir. 22 Ağustos 1927 gecesinde iki göçmenin yaşamına son verilir.
İlk önce idam edilen Sacco, İtalyanca:”Yaşasın Anarşi!” diye bağırır elektrikli sandalyeye otururken Sonra İngilizce: “Hoşçakalın karım, çocuklarım ve bütün dostlarım,” der. Çevresindeki tanıklara “İyi akşamlar beyler,” der. Başına kukuleta geçirilirken “Hoşçakal anne,” diye mırıldandır yavaşça.
Birkaç dakika sonra Vanzetti girer odaya. Tanıdığı üç gardiyanın elini sıktıktan sonra elektrikli sandalyeye oturur ve bağlanmadan önce, alçak sesle oradakilere konuşmaya yapar.
Sacco ile Vanzetti davasıyla ilgi pek çok kitap yazıldı. Şarkılar bestelendi, şiirler yazıldı. A. Einstein’nın “Sacco-Vanzetti trajedisini insanlığın vicdanında canlı tutmak için her şey yapılmalıdır.” sözü hep yerine getirildi. Ancak, Tanrıların yanıldığını anlamaları için bu sözün üzerinden 50 yıl geçmesi gerekiyordu.
Birinin adı; Nicola Sacco diğerinin adı ise; Bartolomeo Vanzetti. İkisi de 1908 de göç etti Amerika’ya, ikisi de aynı gece idam edildi.
İkisi de masumdu.. ✪