Folk Horror on Film: Return of the British Repressed (Manchester University Press), İngiliz folk horror sinemasının toplumsal kaygıları, ritüel tarihlerini ve gündelik hayatın altında gömülü olan huzursuz manzaraları nasıl ortaya çıkardığını keşfeden öncü bir antoloji. Sinema araştırmacıları ve kültür meraklıları için kaynak niteliğinde.
Britanya kırsalı, pastoral bir sakinlik yanılsamasıyla değil; tarih, gelenek ve bastırılmışlıkların birbirine dolandığı, tarlalar, köyler ve ritüel yollarla örülü psikolojik bir savaş alanı olarak karşımıza çıkar. Louis Bayman ve K.J. Donnelly’nin editörlüğünü yaptığı Folk Horror on Film, Witchfinder General, The Wicker Man ve The Blood on Satan’s Claw gibi türün mihenk taşlarından 14 makaleyi bir araya getirirken, çağdaş yapımlar ve farklı film türlerini de kapsayarak folk horror’un sınırlarını genişletiyor.

Derlemenin kalbinde şu soru var: Korku neyi “folk” yapar? Gizli törenler, sıkı örülmüş topluluk yapıları mı yoksa toprağın kıpırtısındaki sessiz hiddet mi? Katılımcılar, folk horror’un “dışarıdan gelen canavar” korkusundan çok, toplumun ve kültürün içine sinsice yerleşmiş bastırılmış şiddetin ve korkuların izdüşümü olduğunu söylüyor. Ritüel, ezilmişlik ve kolektif kimlik—“folk”—toplumsal çözülme anlarında ürpertiyi besleyen unsurlar olarak karşımızda.
Kitap, Doomwatch, Requiem for a Village gibi daha az bilinen filmlerle “kutsal olmayan üçlü”* dışındaki folk horror evrenini zenginleştiriyor. Bu yapımlar, İngiliz siyasetine, pagan ve Kelt tarihlerine, cinsiyet temalarına ve ekolojik sorgulamaya odaklanıyor. Amy Harris’in “Kadın ve folk horror”u ve Beth Carroll’un “Anglo tedirginliği ile Kelt direnişi” yazıları, kültür içi çatışmaya sıkışmış hem mağdur hem de direnişçi figürleri ortaya koyuyor.
Ritüel davulların rahatsız edici sesi ve “folk horror anti-manzara” tartışmaları ile Folk Horror on Film, sinemanın duyusal kodlarının (ses, ritim, mekân) pastoral beklentileri nasıl bozduğunu ve İngiliz kırsalını korku ile çözülmemiş travmanın mekanı olarak yeniden tanımladığını inceliyor. Andy Paciorek ve David Evans-Powell’in bölümleri, “kentsel büyülü” ve aidiyet politikalarını tartışarak folk horror’un sürekli değişen, topluluğun bir parçası olmanın ne demek olduğu üzerine evrilen bir yansıma olduğunu gösteriyor.
Antoloji, Diane Rodgers’ın “Folk horror aslında bütün korkuyu kapsamaz mı?” sorusuyla sona eriyor ve okurlara ritual ve manzaraların altında yatan korkunun sosyal düzenin, bastırmanın ve medeniyetin yüzeyinin altında biriken her şeyin sürekli bir yansıması olduğunu hatırlatıyor. Kitap kısmen akademik ama başarıyla korku, ritüel ve topluluk arasındaki sınırları çizen bir rehber; folk horror’un kaybolan folklorun nostaljisi değil, topluluk ve ürperti arasındaki sürekli çatışmayı haritalayan yaşayan bir gelenek olduğunu anlatıyor.
*Kutsal Üçlü (Unholy Trinity), İngiliz folk horror sinemasının temelini oluşturan üç filmi ifade eder: The Witchfinder General (1968), The Blood on Satan’s Claw (1971) ve The Wicker Man (1973). Bu filmler, esrarengiz ritüeller, kırsal bölgelerde geçen karanlık olaylar ve pagan temalarıyla folk horror türüne damga vurmuş, türün en temel örnekleri olarak kabul edilir. ✪