(Ayhan Çağlar için…)
herkes ortada sarhoş belli
yalana gerek yok bu pazar sabahı
sakallarından hepsi biliniyor
yollar yürüyor ışıklar yılankavi, peş!
sağ ceplerinde üçkağıt taşırlar
beş parasız atacakları birbirlerine
şu didk kent yani dize dizilmiş
yazık ki yazık bize çay söyleyen onlara giden
beş yüzlü döert adlı ve üç delikli
bu yumuşak koltuklarda
heyecanlı gelir birinden biri
ve toprak sahibinden müteahhide doğru on altı katlı
peşine takılmış üj bej tencere ve tava
ki sürekli ötüp dururlar
oysa ki basit bir hesap hatasıydı
bilmiyorlar
1890’dan buraya ajandalarına kin kusanlar
pijamalı uykulu iş hayatı ki köpek işi
kısacası yüz gözlübir yalnızlık yani o kadar büyük ve tek
evet
ilk hitabımdır ona bu;
Ey Ece!
davullu, sancaklı
peşinde bin bir geceden ıslak çıkmış
sarhoş bir tarihle yılankavi
Ey kimse!
dükkanlara uçana kaçana doksan dakika tam saha
elimin tersiyle soruyorum ki tokadım kartvizittir;
“Ece’nin gözlüğü kimdedir?”
Zafer Yalçınpınar
“Meydansız”
Çekirdek Sanat Yayınları
Şubat 2009 ✪