Artaud’yu, gerçeküstü hayalperesti ilk kez The Passion of Joan Arc isimli filminde gördüm. Kendisini -yazın, oyunculuk, yönetmenlik, çizerlik gibi birçok formatta ifade edebiliyor olmasından çok etkilenmiştim. İlaç bağımlılığına rağmen, müthiş bir iş etiğine sahipti. 40’lar ve 50’lerde yazan Genet’yi ise bir teenager’ken okumuştum. Dilinin güzel ve sarhoş edici olduğunu söyleyebilirim ancak mesajını her zaman kavrayabildiğimi söyleyemem. ICA’daki [Londra Çağdaş Sanatlar Enstitüsü] Artaud ve Genet sezonuna Artaud’nun biyografisini yazan Edmund White çağırmıştı beni. Bu davetten büyük onur duymuştum.
Yazmak benim için, hissettiklerimi aktarmada en önemli biçim oldu ve Genet ise en önemli ilham kaynağım ve rehberimdi. ICA’da, aralarında The Coral Sea’den Robert Mapplethorpe öldüğünde yazdığım düzyazı şiirin de olduğu birkaç şarkı söyleyip okuma yapacağım. Genet bana Robert’ı hatırlatıyor. Robert iki erkeği öpüşürken fotoğrafladığında ortaya çıkan çok güzel bir resimdi. Onları çok saygın biçimde resmetmek istemişti, tıpkı Genet’nin yaptığı gibi.
İşte bu üç sanatçı, Artaud, Genet ve Mapplethorpe, insanın şartlarının çok kompleks yanlarını aldılar –homoseksüellik, hırsızlık ya da delilik- ve bu kavramları çalışmalarında yücelttiler. Başkalarının utanç diye nitelediklerine güzellik dediler. Ortadaki bağ işte bu.
Her üçü de diğerleri için alan yaratmaya çalıştı – bana kalırsa bu sanatçının görevidir. 1974 yılında bir müzisyen olarak başladım. Cinsiyet kısıtlamalarından uzak durmaya çalıştım. Robert ya da Genet’nin yaptığı ise farklıydı. Ancak hala manzarayı genişletme çabasının bir parçası.
Bu yaz, 1979 yılından bu yana ilk önemli turnemin başlangıcı olacak. 1980 yılında müzisyen Fred “Sonic” Smith ile evlenmiştim. Eşim geçen yıl vefat etti ve yeni albüm Gone Again, kendisine adanmış bir saygı çalışması. Şimdi iki çocuğum var ve artık rock’n’roll yıldızı olmakla hiç ilgilenmiyorum. Yazmak beni ayakta tuttu. Bu nedenle Genet’yi bir aziz gibi yüceltiyorum. ✪
- Patti Smith