ABD Seattle merkezli çizgi roman yayıncılığıyla uğraşan Fantagraphics Books, eylül ayı başında evladiyelik/evliyalık bir karar açıkladı, yeryüzündeki beatnikleri sokaklara döktü. (Artık olduğu kadar…) Yayınevi, William S. Burroughs’un, Malcolm McNeill isimli sanatçıyla 1970’lerde gerçekleştirdiği ve dönemin yayıncılarının dalga geçip önemsememesi nedeniyle karanlıkta kalan Ah Pook Is Here isimli çizgi-ROMAN’ın haklarını aldıklarını ve çalışmanın nihayet basılabileceğini açıkladı.
Grafik-roman olarak nitelenebilecek kitap, aslında Cyclops isimli dergide, başka bir isimle – The Unspeakable Mr. Hart- tefrika halinde görülmüştü. Geçmiş zaman, dergilerde kalan yazılar unutulup gidiyor işte.
Burroughs ve Mcneill tam yedi yıl üzerinde çalıştığı 120 sayfa ürettikten sonra, dönemin hiçbir yayınevinin bu romanı yayımlayacak cesareti göstermemesi nedeniyle projeyi askıya almış. Okült konulara fazlasıyla ilgi duyan Burroughs’un Antik Maya kitaplarından feyz alıp ölümsüzlük peşinde koşan Amerikalı gazete sahibi ve milyarder John Stanley Hart’ın hikayesini anlattığı romanında, karakterin yapmaya çalıştığı Medya Kontrol Makinesi, korku ve ölüm imgelerini kullanıyor. Mevzu gelişirken uyandırılan Maya Ölüm Tanrısı Ah Pook’un mücadelesi biraz, hatta çokça, hristiyan-muhafazakar ahlak anlayışına karşı oluyor.
“Conversations with William Burrougs/Burroughs ile Konuşmalar” isimli kitapta Burroughs “Mektoub, Arapça –yazılı- demek. O nedenle cut-up metinler yapalım, kelimeleri yayalım” minvalinde anlatır. Umuyoruz bu kitap, yayınlandıktan sonra çok geçmeden Türkiye’de de görülebilir. Burroughs’un dünyaya bıraktığı ve henüz yayımlanmamış son metin/görsel çalışması Ah Pook is Here hakkında, beraber çalıştığı Malcolm McNeill’den araklıyoruz:
Bir yazar olarak aslında önseziye sahipti. “İleriye” yazabilme yetisi vardı. Bu fenomene birlikte Ah Pook Is Here üzerinde çalışırken birçok kez birinci elden tanık oldum. Metindeki kurgusal olaylar gerçek yaşamı yansıtıyor olabilir. Sadece benzerlikler değil de oldukça belirgin örtüşmeler mevcut. Olayların gidişatı zaten mevcut şeyleri gösteriyor olabilir ya da kelimelerin doğru kombinasyonuyla olaylar öncesinden gösteriliyor olabilir. Bill’in [w. Burroughs] “cut-up” olayı da tam buydu: “Kelime dizilerini kes, böylece gelecek önceden sızdırılsın…”
Kelimeler ve sinir sistemi
Bill bir röportajında şöyle demişti: “Kimse kelimelerin gerçekte ne olduğu sorusunu sormuyor… ve de insanın sinir sistemiyle tam bağlantısını…” Yaşamının çoğunda kendini adadığı bir sorunsaldı bu. Kelimelerin gerçekten neler yapabileceklerini göstermek için kelimeleri kullanmak. Ah Pook is Here’de ise, görselleri içselleştirdi. Bir çizgi romandan çok deney gibiydi ve her deney gibi, süreçte zorluklar vardı. Birçok sorun çıkması işin doğasında vardı. Bir kitap formunu oluşturacak durum yoktu, ayrıca bir kuruş para da yoktu. Sanat okulundan yeni çıkmıştım ve kitap yapımı nasıl bir şey hiç fikrim yoktu. Ayrıca bir yazarla ortak çalışma yapmışlığım da yoktu. Eğitim almış olmama rağmen, Bill Burroughs ile çalışmak durumuna hazırlanmış biri değildim kesinlikle. Zaten bu metin haricinde onu okumamıştım ve hakkında pek az şey biliyordum. Ben 23, o 56 yaşındaydı. ben heteroseksüel o eşcinseldi. Tabi ki o William Burroughs’du. Ayrıca materyalin kendisi de vardı: Ölüm ve ölümsüzlüğün değerlendirmesi. Müthiş bir öğrenme tecrübesi oldu benim için. Görselleri uygun kullanabilmek için yazdıklarını, onun hakkında yazılanlarını ve kendisini gerçekten anlamam gerekti.
30 yıl sonra…
En büyük engel paraydı. Projeyi freelance illüstrasyon işleriyle –ki fazla getirmez- finanse edip dururken, ne kadar çaba gösterilse de, bir oluyor bir olmuyor durumu giderek dayanılmaz oldu. Sonunda, yedi yıl sonra proje iptal edildiğinde, tüm malzemeyi bir dosyaya tıktım ve en iyisi gözümün görmemesi dedim. Çalışma 30 yıl orada kaldı.
Çalışmaya başlarken Burroughs’dan 11 sayfa metin vardı ki sonradan çoğu iptal edildi. Yıllar içinde, 120 sayfalık bir çalışmanın içine yedirdiğim 50 sayfalık metne döndü. Bazı sayfalar bir çizgi roman gibi diyalog ve anlatımlıyken, bazılarında sadece metin, bazılarında ise sadece görsel vardı. Bill ile çalışmanın en iyi yanı, işin artwork tarafında empoze etmeye çalıştığı şeyler olmamasıydı. Bazen önerileri oluyordu ancak çoğunlukla bana bırakıyordu. Her zaman açıktı.
Geçmişe mazi…
Geçmişten pişmanlık duymak, bugüne hakarettir. Şu anda gelişen olaylar, daha önceden yaşanların tesadüfi sonucudur. Olanları değiştiremeyiz.