Casablanca’nın Umberto Eco görüşleri çerçevesinde analizi

1942 yapımı olan ve yönetmenliğini Martin Curtiz’in yaptığı Casablanca Filmi okura yönelik olma özelliği ile okuyucusunun/izleyicisinin rolünü ön plana çıkarmaya çalışan bir senaryoya sahiptir.

1942 yapımı olan ve yönetmenliğini Martin Curtiz’in yaptığı Casablanca filmi okura yönelik olma özelliği ile okuyucusunun/izleyicisinin rolünü ön plana çıkarmaya çalışan bir senaryoya sahiptir.

Filme bu özellikleri kazandıran araçları şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Filmin senaryosuz başlamış ve süreci günlük alınan kararlarla oluşturulmuştur.
  • Bir aşk hikayesi çerçevesinde şekillenen üç önemli karakterin arasında geçen ilişkilerin vaat ve gizem içermesi, hem dönemin uluslararası politikasına gönderme olarak yorumlanabilmekte hem de filmin görsel yanını da etkilemektedir. Dönemin uluslararası politikası açısından aşk hikayesinde ki vaat etme durumunu, Avrupa’da Naziler’den kaçan özellikle Yahudiler açısından Amerika’nın yeni bir vaat edilmiş toprak olma durumu olarak yorumlayabiliriz. Filmin ‘Sanırım, bu çok güzel bir arkadaşlığın başlangıcı olacak’, sözleri ile son bulması hem Avrupa ile Amerika arasındaki ilişkileri hem de başlıca iki karakter arasındaki suç ortaklığını temsil etmektedir. Aşkın taşıdığı gizemi film boyunca sahnelere hakim olan sisli ve puslu görüntülerle yaşamaktayız. Aynı zamanda filmin bir Kuzey Afrika ülkesi olan Fas’ta geçmesi Avrupalı bakışı ile de gizemi arttırmaktadır.
  • Filmin ismini aldığı Fas’ın Casablanca şehrinin İspanyolca anlamının da ‘Beyaz Ev’ ya da ‘Beyaz Saray’ olması da vaat edilmiş toprak olarak Amerika ile bağlantı kurmamıza olanak vermektedir.
  • Arzu ve bilinmezlik öğelerinin hakim olduğu bir aşk hikayesi çerçevesinde şekillenen filmin bir açık yaptı olmasındaki en temel bölüm başlıca iki karakterin geçmişte birlikte olup olmadıklarına yönelik soruda karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunun cevabının belli olmaması Eco’nun ‘Ayna’ kavramı ile kuramsallaştırdığı görüşlerine denk düşmektedir. Yani, bu sahne için yapacağımız yorumlar bizim dünyaya bakış açımızı ve değer skalamızı ortaya çıkaran yorumlar olacaktır.
  • Filmin cevabını tam vermediği sahneleri ile sahip olduğu ve Eco’nun ‘Yankı Fazlası’ kavramı ile açıklayabileceğimiz tekrar tekrar izlenebilme ve her tekrarda farklı yorum yapmamızı sağlayan özellikleri filmi tüketme anımız ile onu yorumla anımızın farklılığı göstermektedir.
  • Filmdeki bütün karakterlerin hem iyi hem kötü yanlarının olması Eco’nun açık yapıtta olması gerektiğini belirttiği ‘Entropi’ yi bize sunmaktadır.
  • Filmin çeşitli sahnelerinde ön plana çıkarılan estetik göstergelerde filmin anlamını bulabilmek açısından önemlidir. Örneğin başlıca kadın karakterin sürekli beyaz giymesi, Naziler’in siyah giymesi, kadın karakterin göründüğü sahnelerde filmde ışığın yoğun olarak kullanılması gibi.

Birçok farklı açıdan ele alarak yorumlayabileceğiz Casablanca filmi belki de ancak bugünden bakarak görebildiğimiz 2. Dünya Savaşı ile ve sonrasında devam eden Amerika ile Avrupa arasında ilişkileri önceden yorumlamış olması ile de açık yapıt olma özelliğini taşımakta ve sürdürmektedir. ✪

Önceki

Benaresin Ölünmüş Kadınları vs. Thee Silver Mt Zion Memorial Orchestra

Sonraki

[William S. Burroughs] Zamanda açılan delik