Yazmak, açıkça söylemek gerekirse bir rahatlamadır. Haftalarca ya da aylarca yazmadan durabilirim, ama hayatımın birçok döneminde sanki hayatım buna bağlıymış gibi yazdım. Sadece arşivim için notlar yazdığım aylar, belki de yıllar oldu, zaman zaman ihtiyaç geri geldi – bazı karmaşık duygu ve imge örüntülerini kelimelere dökme ihtiyacı. Bunlar benim Kutsal Üçlü’mü oluşturuyor: imgeler, duygular, kelimeler. Bu üçü benim evrenimin temel bileşenleri, önemli olan her şeyin atom altı parçacıkları – imgeler, duygular, kelimeler. Yazmanın kendisi acı verici, çünkü imgeler ve duygular görünmez dünyaya ait ve görünür dünyanın bir parçası olan kelimelere çevrilmeleri gerekir. Yazmanın kendisi acı vericidir, ama daha büyük acı yazmamaktan gelir. Bir kurgu eserini ilk tasarladığımda, içerdiği acı nedeniyle onu yazmayı ertelemeye çalışıyorum. Ama sonra duyguların ve imgelerin asla kelimelerle ifade edilemeyeceğini bilmenin acısı – o zaman bu acı dayanılmaz hale geliyor. Ve sonra yazarak acımı dindiriyorum.
Bu bir gizem. Kelimelere dökmeye başladığınızda kendi kişiliğiniz parçalanıyor. Kelimelerin hangi parçanızdan geldiğinden asla emin olamazsınız. Oldukça klişe bir ifade ama hafızanın güvenilirliğini ve hatta deneyimin kendisini sorgulamaya başlıyorsunuz. Yazıdan ortaya çıkan şey, asla tahmin edilemeyecek bir şeydir. İşte sihir budur, yazının öngörülemez olması. Keşfe yol açar ve bu çok fazla kullanılan ve kulağa biraz cıvık gelen bir kelime ve kendimi rahat hissettiğim bir kelime değil. Ama yazarak başka hiçbir yolla öğrenemeyeceğiniz şeyler öğrenirsiniz.
Bu önermeyi reddetmek için aklıma iki mantıklı neden geliyor. Birincisi, Düzlükler ‘i şu anda var olduğu şekliyle ben tasarlamadım. En azından iki kez, deyim yerindeyse, bir kurgu eserine dair bir vizyonum oldu ve daha sonra bu vizyonu kelimelere döktüm. Aklıma gelen örnekler A History of Books ve A Million Windows. Düzlükler bir kelebek gibi bir tür yaşam döngüsünden geçti. İkinci nedenim ise şu. Nadiren yayınlanmış herhangi bir çalışmamın bazı bölümlerini yeniden yazmış olmayı dilerim, ancak Düzlükler‘deki birkaç pasajı yeniden yazmak istiyorum. Onları artık çok yoğun, hatta biraz çarpık buluyorum. ✪