Ali Haydar Yeşilyurt… Yoğun bir üretim tarzı içinde, içinden çıktığı toprakları hiç unutmadan, öncelikle ömrünü adadığı ve hala devam ettiği ‘Face of Europe’ projesinde de Londra’da, Amstedamda’de, Roma’da Viyana’da Paris’te, hiç rastlamadığımız görmediğimiz ışıklı şehirlerin sokaklarında beklemediğimiz insanlarını bulup gösteriyor bizlere.
Ali Haydar Yeşilyurt’un, Hindistan projesi ise 2009 Şubat ayında gerçekleşir. Bir ticari çekim için oralara kadar götürülmüşken başarılı portfolyo serisine bir Hindistan sayfası açmaya da kararlıdır. 11 gün süreyle bu gizemli ülkenin güneyinde ve batısında, ağırlıkla Bombay ve Haydarabat şehirlerinde çekimler yapar.
Herkesin çok daha kolay gördüğü en uçtakiler yerine yanından her gün geçtiğimiz ama fark etmediğimiz standart hayatların peşine düşer.
Bizlerden çok uzaklardaki bir coğrafyanın izlerini bir portre fotoğrafçısı olmanın refleksiyle bu uzak insanların yüzlerinde ve onların doğallıklarında aramış. İşin kolayına kaçmadan, demagoji yapmadan en doğal halleriyle insanlara dokunma yolunu seçtiğini hissediyorum.
“Yaşamın öznesi en çok gözden kaçırdıklarımızdır…” diye tanımlıyor Ali Haydar çalışmalarındaki felsefi yaklaşımını ve devam ediyor: “Madenciler elbette kahramandır, ama yaşam güçlükleri düşünüldüğünde berberler, çaycılar, vezneciler de kahramandır. Muhasebecilerin, tezgâhtarların, garsonların, terzilerin bir dilenci kadar hatırının olmamasınadır benim itirazım. Ben herkesin gördüğünü değil gözden kaçanları yani görünmez kahramanları arıyorum. Herkesin ilgi duyduğu değil, sıradan olduğu düşünülene ilgi çekmenin gerekliliği inancındayım. Şüphesiz daha zor, ama daha zorunlu…
Ali Haydar Yeşilyurt’a göre, fotoğrafları kendisinin varlık nedenidir. Soluk alma biçimi ve sohbet yoludur. Yutkunup durduğu, dilinde düğümlenen sözcüklerin bir çığlık olarak kopma biçimidir.
Ali Haydar’ı Bazen Paris’in ışıltılı caddelerinin ara sokaklarında bir işçi emeklisiyle sohbet anında, bazen Hindistan’da genç bir çiftçiyle, bazen UNESCO’nun dünyanın en kaliteli müzik ödülünü verdiği Latvian Radio Choir isimli müzik topluluğunun albüm çekimlerinde ve bazen de Fazıl Say’ın dahiyane tınılarını görsel bir şölene dönüştürdüğü anlarda rastlayabilirsiniz.
Sanırım Yeşilyurt pek olağanın ya da kolay olanın peşinde değil, en olmadık yerde hayatı eğip bükmeden başka açıdan anlatmanın derdinde.
O nedenle ruh dünyasındaki samimiyeti ışıkla buluşur ve birer unutulmaz fotoğraf olarak karşımıza düşer.
Ali Haydar “Bu çalışmalarla neyi amaçlıyorsunuz?” sorusuna verdiği “Bir amaç uğruna değil, bir duygu üzerine yaşıyorum” cevabıyla aslında her şeyi özetliyor.
O nedenle görünmez kahramanları ile arasında duygusal köprüler kuruyor ve sanırım fotoğraflarının başarısındaki ince çizgi de bu noktadan başlıyor…
Enver Şengül
info@alihaydaryesilyurt.com
alihaydar@photoworld.com.tr
✪