Kösmonaut: Kosmosun kardeşliği adına

Uzayda asılı kalmış halimizin müziğini yapan Kösmonaut anlatıyor, kosmosta havalar nasıl?
Kasım '11

Kosmosta bizden başka düşünen var mı
var
bize benzer mi
bilmiyorum
belki bizden güzeldir
bizona benzer mesela ama çayırdan nazik

Kosmosun Kardeşliği Adına – Nazım Hikmet

Son dönemde, kulağı deliklerin ve yeni müzisyenlere ilgi duyanların Kösmonaut diye tanıdığı Patrick R. Pärk, ilginç bir müzisyen. Retro ruh halinde yüzen saykodelik-progressive elektronik nağmeler yaratıyor. Kösmonaut başlığı altında bilim kurgu film müziklerini andıran çalışmalarıyla kozmik oyun havalarına hayat veriyor. Neu! tadı veren motorik davul partisyonlarının üzerinde gidip gelen ses oyunlarıyla buraya değil uzaya ait sesler çıkarmaya çalıştığı aşikar. Hepsi bu yıl içinde çıkan, üç albümü var Kösmonaut’un, yenisi ise ilk kısmı yayımlanmış şekilde, 2012 Mart ayında hazır olacak şekilde uçuşa hazırlanıyor. Albümler dijital ve sınırlı sayıda kaset formatında dağıtılmakta. Kösmonaut, bize verdiği bilgiye göre, kasım ayı sonunda Britanya’daki Great Pop Supplement’in yan firmalarından Deep Distance etiketiyle plağını yayımlayacak.

Futuristika!: Hatırladığın ilk ses neydi?

Kösmonaut [Patrick R. Pärk
Kösmonaut [Patrick R. Pärk]: Büyük ihtimal sekiz yaşındayken, “Risky Business” filmini izlerken Tangerine Dream dinlediğimi hatırlıyorum. Tangerine Dream isminin bir gruba verilecek en güzel isim olması bir yana, işitsel duyularımı çok güçlü ele geçirdiğini, tahrik edici ve  harbiden elektronik bir delilik olduğunu hatırlıyorum!

Nerede doğdun? Müzikal gelişiminde çevrenin büyüdüğün çevrenin etkisi ne oldu?

Teksas’ın batısındaki çorak bölgede, özel olarak söylemek gerekirse San Angelo’da doğdum. Doğrusunu söylemek gerekirse, kentin kendisinin bana herhangi bir müzikal etkisi olmadı. Ancak, şehirde büyürken birçok yakın arkadaşımın bölgede punk/hardcore guruplarında yer aldığını hatırlıyorum. O dönemde arkadaşlarımın hemen hepsi o tür müziğe ilgiliydi. Ben ise sadece gürültüyle ilgiliydim. Black Ovarian Death March ile takıldığım dönem de odur. Gençliğimin şimdi utandıran bir ayrıntısı. O dönemde vidyo oyunlarının müziklerine ve seri katillere nasıl ilgili olduğumu hatırlatan bir ayrıntı. Teksas’ta yaşamanın en iyi yanı orada çok güzel bir ufuk çizgisi olması ve orada kendinizi tamamen izole edilmiş bir konumda, fiziksel dünyanın mevcudiyedini ve öneminiyoğun olarak bütünüyle hissedebilmeniz.

Yeryüzünden ya da uzaydan olsun, hangi müzisyenler, yarattığın seslerdeki seçimini etkiledi?

En etkili müzisyenler, Richard Pinhas[1. Fransız elektronik müziğin en önde gelen ismi sayılır. Space music-Uzay müziği diye nitelenen janrın en önemli şahsiyetlerinden. Link], Klaus Schulze[2. Ash Ra Temple ve Tangerine Dream elemanı, Alman elektronik müzik bestecisi. 60’dan fazla albümü vardır. Link] ve Conrad Schnitzler [3. 2011 Ağustos ayında kaybettiğimiz deneysel müzisyen ve besteci. Tangerine Dream ve efsanevi kraut-elektronik grubu Kluster elemanlarından. Link] olabilir. Ancak müthiş yardımı olan bazı iyi dostlarım da var: Kraut-psych-drone yapan muhteşem Sun God (Austin, Texas)- Link. Yine de, saçma ve klişe gibi gelebilir ama muhteşem evrenimizden ve onun etkileyici büyüklüğünden oldukça etkileniyorum.

Kösmonaut nerede ortaya çıktı? Ev stüdyosunda mı çalışıyorsun? Kullandığın ekipman ve/veya yazılımlar neler?

Elektronik müziğe ilk dokunuşum 2004 civarında, Black Ovarian Death March ismiyle oldu. Kraut etkisindeki müziği hep çok sevdim. Bence önemi ve etkisi çok derin bir türdür. Ancak Kösmonaut’un mevcut temsiliyeti 2010 Sonbaharına denk gelir. O zamandan bu yana da büyüyen bir tohum gibi evrilmiştir.

Kullandığım dijital yazılımların çoğu “vintage” diye tabir edebileceğimiz analog sintisayzır VST’dir. Tabii ki Moog ya da Sequential Circuits sintisayzır gibi bir çok analog sintisayzır almak da istiyorum.

Kuşkusuz, müziğinde ağır bir Tangerine Dream, bir miktar Krautrock, hatta bana kalırsa NEU! tarzı motorik davul partisyonları ve 1970’li yılların progressive ses efektleriyle, tekno-rave öncesi seslerin etkisi var. Yanlış ellerde çok kötü bir tadı olacak bu karışım sende, tanıdık kökleriyle kendine özgü, lezzetli bir sonuca ulaşıyor. Müzik eğitim var mı yoksa tam anlamıyla Kendin Yap! (Do it yourself) ekolünden misin?

En güzel beğeni kelimeleri benim için Tangerine Dream, Heldon ya da 90’lı yılların başındaki elektro-dans müziğiyle karşılaştırmalardır. Teknik olarak müzik eğitimim yok. Ancak geçen birkaç on yıldaki dijital teknolojide yaşanan gelişimin, geleneksel analog sintisayzırlar ya da kendine has yaratıcı sürece yardımcı olacak ekipmanı karşılayamacak birçok insana yardımcı olduğuna gerçekten inanıyorum. Dijital teknolojinin de kendine göre dezavantajları olduğunun kesinlikle farkındayım. Yapmak istediğim son şey, zaten hali hazırda karmakarışık olmuş boktan elektronik müziğe boğulmuş dünyaya başka bir çöp eklemektir.

Bana şöyle geliyor: Müziğin bazı Sovyet bilimkurgu filmleri ya da ilk dönem Alman sessiz sinemasından etkiler taşıyor gibi. Günlük hayatında çoğunlukla ne okursun, ne izlersin?

Emanations (Enneadlar) albümüne de ilham vermiş olan Plotinus (Şeyh-i Yunanî), Aldous Huxley, Noam Chomsky ve Hunter S. Thompson okurum.

Filmlere gelince, çok büyük bir P.T. Anderson ve Alejandro Jodorowsky hayranıyım. Ayrıca Dennis Hopper ve Dustin Hoffman’ın özellikle 1970’ler filmografilerine düşkünüm.

Bahsetmeden geçmeyeyim, 1970 ve 80’lerin garip İtalyan filmleri, özellikle de 1980’lerin post-akopoliktik İtalyan vidyolarına ilgim büyük. Goblin, Ennio Morricone, Carlo Maria Cordio ve DeAngelis Brothers sevgimin nedeni de budur. ✪

Kösmonaut


Önceki

Trans, onurlu ve Türkiyeli: Sosyal adalet için sanatsal bir müdahale

Sonraki

Ulysses’in 1026 öğrencisi