[Les Rallizes Dénudés] Jittoku ’76: Kaçış ezgileri

Japonya’nın bilenlerin bildiği psikedelik rock grubu Les Rallizes Dénudés’nin 1976 Kyoto Jittoku performansı, müziğin ve gizemin buluştuğu eşsiz bir arşiv kaydı biçiminde yeniden keşfediliyor.

[Les Rallizes Dénudés] Jittoku ’76: Kaçış ezgileri

J.D. Salinger’ın saklanmayı seçmiş yazar imgesinden, Thomas Pynchon’un anonimlik oyunlarına; Japon psikedelik sahnesinin gölgelerinde dolaşan Takashi Mizutani bu edebi silsileye kendi notasıyla katılıyor. Mizutani, Les Rallizes Dénudés’nin kurucusu ve hayalet lideri olarak, eserinin hayranlığından ve onu doğuran dünyadan uzak durmasıyla modern edebi münzevi geleneğini müziğe taşıyor. Salinger’ın çileci inzivasından Pynchon’un kasıtlı gölgelerine kadar iz sürerken, Mizutani’nin sessizliği, Dénudés külliyatının nevi şahsına münhasır cazibesini şekillendiriyor—tıpkı Italo Calvino’nun “Görünmez Kentler”deki Marco Polo’su gibi, suskunlukla anlatılan hikâyeler kadar etkili.

Dénudés’in uzun süre ulaşılmaz kalmış kayıtları, 2021’de The Last One Musique ve Temporal Drift’in arşivleri dijitalleştirmesiyle, müziğin gizemini kolektif hafızaya sundu. Kimilerinde Charles Baudelaire’in “bilinmeyeni aramak” arzusu gibi saplantıya dönüşmüştü; kayıtların gün yüzüne çıkmasıyla Pandora’nın kutusu açılmış oldu. Ancak grup hâlâ, tıpkı Jandek’in uzun yıllar sonra gelen sahneye çıkışı gibi, simgesel bir bilinmezliği sürdürüyor.

Dénudés’in canlı performansları, onların sürekli devinen bir organizma gibi evrildiğini gösteriyor. Temporal Drift’in peş peşe yayımladığı konser kayıtları, her gösterinin akustik ve kayıttan kaynaklanan nüanslarla, grubun kendine özgü bir “bootleg” kültürü oluşturduğunu ispatlıyor. Burada Grateful Dead’in en ince detayına kadar analiz edilen konserlerinden bahsetmemek olmaz; Dénudés külliyatı belki çok daha küçük ama takıntılı bir topluluğa hitap ediyor ve elinizdeki “Jittoku ’76” kaydı bu serinin en canlı halkası.

Grubun 1976 Kyoto Jittoku konseri, Takashi Mizutani (vokal/gitar), Takashi Nakamura (gitar), tecrübeli davulcu Sami (Toshiro Mimaki) ve Datetenryu çıkışlı basçı Hiroshi Nar’dan oluşan çekirdek kadroyu bir araya getiriyor. Zamanında OZ performans mekânında yer almış iki müzisyen Sami ve Nar, Japon psikedelik sahnesinin birikimini grubun dinamiğine taşıyor.

Kayıt grubun hafif funk’ımsı ve blues’a meyleden tarafına kapı aralıyor. “Wilderness of False Flowers” parçasında, bas ve davulun yaratıcı özerkliğiyle Can’ın “Mother Sky”ına selam durulurken, “White Awakening”de Mizutani’nin nazik ve pürüzsüz gitar anlatımı, adeta dışarıdan süzülen bir Velvet Underground ezgisi gibi duyuluyor. “Flame of Ice”da 14 dakika boyunca basın huzurlu gidişi, gitarın ise işitsel bir yıkıma evrilişi Jean Genet’nin “Çiçeklerin Meryem’i”nde bulan güzellik gibi tuhaf bir cazibe yayıyor—yıkımda bir teselli, yoklukta bir güzellik.

“The Night, Assassin’s Night”, grup repertuarında kulağa en uysal gelen kayıtlardan biri; diğer versiyonlardaki gibi bir gitar kaosuna varmadan, sinsi bir huzur taşıyor. “Saw The Night In Your Eyes” ise ilk kez burada kayda alınırken, flanşlı gitar efektleriyle devleşiyor, basın devinimi Stendhal’ın “Kırmızı ve Siyah” romanındaki Julien Sorel’in belirsiz yürüyüşüne benziyor.

Hemen ardından gelen “Hibiscus Flower Otherwise Dying Satisfied”, James Gang ve Grand Funk Railroad’a hayli yakın bir rock tınısı yayıyor; tabii ki o benzersiz, midyenin içindeki inci gibi efsanevi gitar tonu ve elektrikli vahşiliğiyle, özellikle 1976 yılı için bir radikallik sunuyor. “Enter The Mirror” ise, parçanın ortasında davul ve basın birbiriyle kenetlenip gitarların transa geçtiği bir bölüm yaratırken, müzikal “ayna” metaforunu Jean Cocteau’nun “Orphée”sindeki sonsuz geçişler gibi yankılıyor.

Les Rallizes Dénudés’in etrafını saran sis bulutu aralandığında kalan müzik, hâlâ hayret ve hayranlık uyandırmaya devam ediyor. Tüm mitler ve söylentiler bir kenara bırakıldığında, arşivlerdeki bu performanslar akılda tek bir şeyi bırakıyor—salt, kalıcı ve büyüleyici ses. ✪