Orcutt Shelley Miller; Bill Orcutt, Steve Shelley ve Ethan Miller gibi deneysel müziğin sınırlarını zorlayan üç ustanın bir araya gelmesiyle doğan avant-rock üçlüsü. Silver Current Records etiketiyle 5 Eylül 2025 tarihli çıkış albümleri, 60’lar ve 70’lerin serbest caz ve Avrupa dışa-vurumcu rock mirasıyla, 90’ların Pasifik Kıyısı deneysel rock anlayışını harmanlayarak, spontane ve doğal bir şarkı yaratımına odaklanıyor. Albüm, Amerikan rock tarihinin derinliklerinden beslenen patlayıcı riffler, hipnotik melodiler ve punk ile serbest doğaçlamanın özgün bir bileşimi. Soyisimlerinden kurulu grup ismiyle bayağı oldschool bir havası olan avant-rock üçlüsü, çağdaş müzikte köklerine sertçe bağlı ama aynı zamanda yenilikçi bir ekol örneği teşkil ediyor.
Orcutt Shelley Miller’ın müziği, geleneği ve yıkımı, formu ve rastlantıyı yan yana konumlandırıyor. 60’lar ve 70’lerin serbest cazı ile Avrupa dışa-vurumcu rock’ının izinden giderek, “şarkı”yı en ham ve saf biçimde arıyorlar; bu arayışta tesadüfün ve bilinçli niyetin çarpışmasına ortam sağlıyorlar. Grup üyeleri kendi kökenlerinden getirdikleri farklı dokuları, patlayıcı bir grup kimyası ve “şimdi”nin anlık heyecanı ile birleştiriyor. Tom Carter’ın deyimiyle, grubun ses evreni “stoner Amerikan kayağında derinlere inen, volkanik rifflerle ve hipnotik cümlelerle beslenen” ve her daim “iyi vakitler ile akılları uçuran” bir çizgide ilerliyor.
Albümdeki “A Star Is Born”, klasik rock’a göz kırpsa da, altındaki trippy, deneysel altyapıyla dikkat çeken altı dakikalık bir epik olarak açılıyor. “A Star Is Born”, deneysel ve kök rock öğelerini hem biçimsel hem de duygusal açıdan iç içe geçiriyor. Parça, geleneksel rock’ın tanıdık riff ve tekrarlı yapısını, doğaçlamaya açık, anlık patlamalar ve serbest armonilerle örüyor; klasik rock’ın ritmik gücünü, deneysel ses boyutuyla kucaklıyor.
“Four-door Charger” ise, dokuz dakikalık serbest çağrışımlı bir merkez parça olarak öne çıkıyor; bas tekrarıyla transa sokan bir motorik yapı geliştirilirken, Shelley’nin davuluyla müziğin ritmik zemini kimi zaman sallanıyor, kimi zaman şiddetleniyor, krautrock’ın makinevari sabrını zaman zaman kırarken Miller ve Orcutt’un gitar/gürültü etkileşimi, bu disiplinli akışı sürekli olarak bozup yeniden kuruyor. Orcutt’un gitardaki hücumuyla hem frenetik hem de sıcak bir dokunuş elde ediliyor.
Bill Orcutt’un gitar dokunuşları, bir yanda blues’a ve proto-punk’a referanslar verirken, öte yandan çarpıcı ve beklenmedik bir melodik özgürlükle kendi sınırlarını parçalıyor. Şarkıda Steve Shelley’nin davulu ile oluşturulan temel tempo ve Ethan Miller’ın güçlü tınıları, rock’ın köklerinden kopmadan, parçanın ilerleyen dakikalarında doğaçlamacı, kaotik bir deneysellik katmanı yaratıyor. Bu sentez, klasik şarkı yapısının lineerliğiyle deneysel müziğin döngüsel ve beklenmedik gelişimini yan yana getiriyor. Parçada hem gelenekle hem de kopuşla, hem disiplinle hem de serbestlikle buluşan bir dil yaratılıyor. Dinleyen, tanıdık ama tuhaf bir evrenin içinde, rock’ın özünden doğrudan doğruya çağdaş bir “şimdi” tecrübesine çekiliyor.
- Bill Orcutt: 90’lar noise rock sahnesinin ikonik grubu Harry Pussy ile çıkış yapan, sonrasında solo işlerinde blues, punk ve serbest doğaçlamayı birleştirerek çarpıcı, ham gitar estetikleri yaratan bir gitarist.
- Steve Shelley: Sonic Youth’un öncüsü, 80’lerden beri özgür ve deneysel rock davulculuğunun en önemli isimlerinden
- Ethan Miller: Comets on Fire ve Howlin Rain ile deneysel ve psikedelik rock’ın sınırlarını zorlayan, sahne enerjisiyle ün salmış bir vokalist ve gitarist.
Albümün temelinde, üç müzisyenin geçmişte yer aldığı projelerin ve farklı müzikal miraslarının güçlü bir etkisi yatıyor. Bill Orcutt’un Harry Pussy ile 90’lar noise rock ve free jazz sahnesinde geliştirdiği radikal gitar teknikleri, albümdeki sesin rijitlikten uzak, spontane ve ham olmasına katkı sağlıyor. Steve Shelley’nin Sonic Youth ile açtığı deneysel rock yolları, davulun yıkıcı ama aynı zamanda akıcı ve dinamik karakterini albüme taşıyor. Ethan Miller’ın Comets on Fire ve Howlin Rain ile psikedelik-blues-rock kökleri ise, şarkıların gövdelerini melodik, ağır ama hipnotik rifflerle dolduruyor; ses paletini genişletiyor.
Orcutt Shelley Miller, nostaljinin veya avangard kopuşun ötesinde, rock’ı kendi dinamiklerine teslim eden, formla deney, şiirle çığlık, felsefeyle içgüdü arasında salınan çağdaş bir deneysel müzik belgesi sunuyor. Bu albüm, grup kimliğiyle, dinleyiciye bir tür “şimdi ve burada olma” dersi yaşatıyor; geleceğin müziği geçmişle barışmadan, şimdiki zamana kök salamıyor. ✪