Sağanak Beyin Terörü: Merhabalar! Öncelikle birkaç klasik soruyla başlayalım: Kim kimdir? Grubu ne zaman kurdunuz?
Timur: Merhaba, biz Bakülü hardcore grubu Overkill For Profit’iz. Azerbaycan ve bütün Kafkaslar’daki tek hardcore grubuyuz. Grubu 2008’in ekim ayında ben ve Dima beraber kurduk. O zamandan bu yana sayısız kadro değişiklikleri yaşadık. Gördüğünüz gibi bu durum hala devam ediyor. Eleman değişiklikleri en büyük sorunumuz. Bütün rock sahnesi aşırı derecede ufak olduğundan yeni müzisyenler bulmak akıl almaz derecede zor oluyor. Bütün bu üç yıl boyunca kalıcı bir kadro oluşturmaya çalıştıksa da gösterdiğimiz bütün çabalar ne yazık ki hala başarısız.
SBT: Punk kültürüyle tanışmanız nasıl oldu?
T: 2000’lerin başıydı. Ben ve Dima birçok farklı tarz rock müziği dinliyorduk. Fakat punkı keşfettiğimizde, gerek düşünce yapısı olsun, gerekse bu alt kültürün fikirleri olsun, bizim düşüncelerimizle ve bakış açımızla benzer olduğunu fark ettik. O andan itibaren punk ve punk gruplarıyla ilgili bulabileceğimiz tüm bilgileri aramaya, bulabildiğimiz tüm punk-rock kasetlerini, CD’lerini edinmeye koyulduk. Çok kolay olmadı çünkü dial-up internet bağlantısı o zamanlar Azerbaycan’da (internet kafeleri ve sıradan kullanıcıları kastediyorum) yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştı ve çok pahalıydı. Punk-rock kaset ve CD’lerini çok zor buluyorduk ve müzik dükkanlarına da çoğunlukla tesadüfi bir şekilde geliyorlardı. Az birşey yeni ve ilginç bilgilere ulaşabileceğimiz, rock,rap ve pop-müzik içerikli sadece bir tane Rusça magazin bulunmaktaydı. Evet, tarih 2000’leri gösteriyordu! Sovyet Demir Perdesi’nin yıkılışından 10 yıl geçmiş olmasına rağmen yeraltı altkültürleri, müzik vs. hakkında hala yeteri kadar bilgi mevcut değildi! Nedeni basit – genç insanlardaki ilgi eksikliği. Bugün ise yıl 2011. Ama burada, ADSL’nin, torrentlerin, bedava dosya paylaşım serverlarının vs ortaya çıkması haricinde değişen hiçbirşey yok. Artık kolayca ihtiyacınız olan bilgiye, müziğe ulaşabiliyor, yeni kişilerle irtibata geçebiliyorsunuz. Tabi ki o da tek bir koşulla – eğer isterseniz…
SBT: Şarkı sözleriniz ne ile ilgili? Grubun belli bir siyasi duruşu var mı?
T: Sözlerimiz vahşi ve kör toplum, çürümüş ve satılmış politikacılar, beyinsiz dinciler ve çevremizde olup biten her şey ile ilgili. Evet, bu konular başka birçok hc ve punk grubu tarafından dile getirildi fakat bizim içinde yaşadığımız hakikat bu ve bizim de bunun üzerine sözlerimiz aracılığıyla ilettiğimiz bazı düşüncelerimiz var. Apolitik bir grup değiliz ama belli bir siyasi harekete de ait olduğumuzu söyleyemem. Tabi ki, kuramsal olarak anarşi insanların bütün sorunlarını çözebilecek mükemmel bir sosyo-politik oluşum olarak görünüyor fakat ben şu an için bunun mümkün olduğuna inanmıyorum. Bütün sorunların temeli insanın içinde, daha doğrusu, açgözlülüğünde yatmakta. İnsanlık şu anki haliyle kaldığı sürece hiçbir toplumsal düzen yardımcı olamayacaktır. Kölelik, feodalizm, kapitalizm – aynı şeyin birazcık farklı biçimleri. Hükümet binalarını yıkmaktan, linç etmekten, hükümeti değiştirmekten vs. ziyade bu kısır döngüden kurtuluşun ilk yolu insanların bilincindeki devrimden geçer. Temel siyasi duruşumuz budur.
SBT: Azerbaycan’da punk kültürüne dahil olan aşağı yukarı kaç kişi vardır? Konserlerinize ne kadar insan geliyor?
T: Ufak birşeyi açıklığa kavuşturayım – Azerbaycan’da punk/hc sahnesi yok. Hc veya punk tayfalarımız yok. Yaklaşık 10-15 hardcore ve 20-25 veya biraz daha fazla punk-rock dinleyicisi bulunmakta. “Hc-kids” ve “punklar” sözcüklerini kullanmadım çünkü o tür müzikleri dinlemelerine rağmen altkültürün kendisine dahil değiller. Evet, durum epey içler acısı…Şuan için Azerbaycan’da sadece 1 tane punk grubu – EDEM (pop-punk, Bakü) ve 1 tane de hardcore grubu (biz) bulunmakta. 2010 yılında, Edem elemanlarıyla beraber karışık bir kadro eşliğinde 1 şarkı (Your Faith) çaldığımız Bakü’deki “Total Devastation” rock festivali haricinde ne yazık ki hiç konser veremedik… Bütün bunların nedeni daha önce de söylediğim gibi bitmek bilmeyen kadro sıkıntımız.
SBT: Konserlere giriş ücreti genelde ne kadar oluyor ve genelde nerelerde düzenleniyor?
T: Giriş ücreti 5 ila 15 manat (4,5 – 14,5 avro) arasında değişiyor. Konserlerin çoğu artık bir seneden daha az bir zaman önce açılan Rock Club’da düzenleniyor. 2006/2007’ye kadar bütün rock etkinliklerinin büyük çoğunluğu, büyük sahneleri ve yaklaşık 300 kişilik salonları olan post-sovyet “Kültür Sarayları”nda düzenleniyordu. Fakat daha sonra bu Kültür Saraylarının bazıları kapatıldı. Bir tanesi askeri bakanlığa çevrildi, bir tanesi yeni Heydar Aliyev Merkezi’nin inşa edileceği bölgede bulunduğu için yıkıldı vs…Bunun yanısıra, konserlere gelen insanların sayısı düşüp kira ücretleri yükseldiğinden bu salonlarda konser düzenlemek karlı bir iş olmaktan çıkıvermişti. Bu yüzden gruplar konserlerini ufak klüpler ve barlarda düzenlemeye karar verdiler. Rock Club’ın açılmasından sonra ise bu mekan rock konserlerinin düzenlendiği ana yer oldu.
SBT: Punklar veya standartlardan farklı gözüken kişiler polis ya da toplum tarafından çok fazla tacize uğruyorlar mı?
T: Toplumumuzun zihniyeti hala Orta Çağı yaşıyor. Daha beş küsür yıl önce erkeklerin dışarda (şehir merkezinde gezen turistler hariç) şort giymeleri tehlike arz eden bir şeydi. Eğer uzun saçın veya keçi sakalın falan varsa hemen “gey” oluyordun. Seneler geçtikçe de durum da değişiyor. Birçok insan artık şortlara alışmış durumda. Fakat şehrin bazı bölgelerinde hala bu nedenlerden dolayı kavganın içinde bulabilirsiniz kendinizi çünkü “birisinin annesi veya kızkardeşi sizi o halde görebilir!”, ”şu müselmaçılığa uyğun değil!” vs…
İki sene önce birini sırf uzun saçlı diye taciz eden kişiler artık kendileri uzun saçlılar. Görüntü her ne kadar değişse de durum özünde hala aynı… Alışılagelmişin dışında olmak için ayağınıza şortunuzu geçirmek, internetten aldığınız favori grubunuzun t-şörtünü giymek, şapkanızı ters giymek yeterli. Yani burada mohikanlı, vücudu tamamen dövmelerle kaplanmış, kulaklarında tünel bulunan vs. tipler göremezsiniz. Aslında bu unsurlardan sadece biri bile toplumdan “ölüm cezası” almaya yeterli. Neredeyse kimse bu riski göze alamıyor. Toplumun kendisi polis rolünü oynadığından, polis rüşvet alabileceği başka bir kaynak arayabilir.
SBT: Grubunuzun ismiyle belli bir duruma mı yoksa genel olarak kapitalizme mi göndermede bulunuyorsunuz?
T: Grubumuzun adı bütün dünyadaki durumla alakalı. Kapitalizm; insanın açgözlülüğünün, hırsının, salaklığının ve bencilliğinin sadece modern bir şekli. İnsanlık bütün hayatı, gelecek nesilleri düşünmeden, kendi açgözlülüğünden dolayı yok etmekte.
SBT: Punk altkültüründeki insanlar arasında Ermenilere karşı genel yaklaşım nasıl? İnsanlar devlet politikaları tarafından zehirlenmiş durumdalar mı?
T: Punk altkültürümüz olmadığından dolayı yerel rock sahnesini baz alacağım. Ermenilere karşı rockçılar arasındaki tavrın diğer Azeri nüfusundan farklı olduğunu sanmıyorum. Azerbaycanlıların çoğunluğu için Ermeniler ne kadar en büyük düşman ise, Ermeniler de aynı şekilde tüm kalpleriyle Azerilerden ve Türklerden nefret ediyorlar. Tabi ki, halklar arasındaki bütün bu nefretin sadece siyasi oyunlardan ibaret olduğunun farkında olanlar var fakat ne yazık ki bu insanların sayısı çok az…
SBT: Azerice ile Türkçe arasındaki aşırı benzerliği göz önünde bulundurursak, sizler Türkçe’yi duyduğunuzda ne kadarını anlıyorsunuz? [gülücük]
T: Hm… Yüzde olarak söylemesi zor…%70-80 olabilir [gülücük] 1990’ların başından itibaren yayınlanan Türk TV kanallarını izleyen diğer Azeriler için bu %90-100 olabilir [gülücük] Birçok insan “Kurtlar Vadisi” ve diğer başka Türk dizilerine saplantılı hale gelmiş durumda. Gruptaki iki elemanın Rus ve benim de Rusya doğumlu ve Rus kökenlerim olduğundan dolayı genelde (Bakü’de yaşayan birçok insan gibi) Rusça konuşuyoruz ve Türkçe’yi de “Kurtlar Vadisi”nin fanlarından biraz daha az anlıyoruz [gülücük] Bununla birlikte Türkçe tercümeli çizgi filmlerle büyüdük.
SBT: Futbolla ilgileniyor musunuz? Bu arada İstanbul’daki arkadaşlarımızdan birinde Bakü takımı Neftçi’nin atkısı var.
T: Evet, ilgileniyoruz. Ama yabancı takımları tutuyoruz: Ben ve Dima Inter Milan’ı, Vadim ise A.C.Milan ile Spartak Moskova’yı destekliyor. Neftçi, Azerbaycan’daki en ünlü ve eğer doğru hatırlıyorsam en eski (1937) futbol klubümüz. Şuanki rakipleri “Xəzər-Lənkəran”, “Qarabağ” ve “Bakı”. Ama taraftar hareketimiz hala emekleme döneminde Hiç taraftar grubu yok.Yerel taraftarlarımızın çoğu adeta bunun ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Futbolumuz az gelişmiş olmasına rağmen büyük bir avantajı var, o da; herhangi bir Nazi hareketini barındırmayışı.
SBT: Edem ile olan split 7”inizi çıkaran TAM89 ve Darbouka Records ile nasıl iletişime geçtiniz? Luk Haas Azerbaycan seyahatinde falan mıydı yoksa internet üzerinden mi ya da nasıl oldu?
T: Yaklaşık 2 yıl önce Luk Haas ile internette, Tiflisli (Gürcistan) arkadaşım Temo’nun yardımıyla tanıştım. Bu arada arkadaşım Tiflisli “Skalioz” adında bir ska-punk grubunda çalıyordu. Luk Kafkasya punk ve hardcore toplaması basmak istiyordu fakat bazı nedenlerden dolayı bu proje askınya alınmıştı. Luk Kuzey Kore’den döndükten sonra Azerbaycan punk/hc 7” plağı basmaya karar verdi. O sıralar, bir tanesi daha önce Filipinler’den çıkan “Underground Asian Compilation” CD’sinde yayınlanmakla beraber, 2 adet demo şarkımız mevcuttu zaten. Tabi ki Edem’i de bu projenin içine çektim. İlk demo-albümlerini 2009’da ve 2010 yılında da bir tane EP çıkaran Edem’in şarkı konusunda herhangi bir sıkıntısı yoktu. Geriye sadece kapakların tasarımını hazırlamak ve bütün bunları Fransa’ya göndermek kalıyordu. Nihayet 5-6 ay sonra Azeri hardcore ve pop-punk’ının bu garip karşımı 7” plak formatında çıktı.
SBT: Gelen tepkiler nasıl? Bence birçok insan plakta Azerbaycanlı grupların olduğunu duyunca 7”e epey bir ilgi göstermiştir.
T: Birçok insan Azerbaycan’ın varlığından bile habersiz. Yakın zamanlarda Luk ile yazıştık da satışların biraz yavaş gittiğini söyledi. Olası nedenlerden biri; uçuk posta ücretleri ve insanların shipping ücretini ucuza getirmek için Suudi Arabistanlı grubun 7”inin DE çıkmasını beklemeleri…Bununla birlikte, artık dünyanın farklı yerlerindeki insanların bazıları Azerbaycan diye bir ülkeden ve burada da hardcore ve punk gruplarının olduğundan haberdarlar. Farklı ülkelerden bütün arkadaşlarımız bu üründen haberdar olunca gerçekten şaşırdılar. Bildiğim kadarıyla bu 7” bağımsız Azerbaycan tarihindeki ilk ve tek plak kaydı. İnanılmaz çalışmalarından dolayı Luk’a çok teşekkürler.
SBT: Kolayca bulabileceğimiz bazı Azerbaycan yapımı filmler önerebilir misiniz?
T: Sinema SSCB ile birlikte öldü. O yüzden Sovyetler zamanında yapılmış filmerden önereceğim. Bunlardan bazıları Azeri sinemasının klasikleri olarak nitelendiriliyor – “Arşın mal alan”, “Qaynana”, “Koroğlu”, “Babək”, “Bizim Cəbiş müəllim”, “Yaramaz” vs…Ama internette heralde sadece Rusça tercümeleriyle bulabilirsiniz. Bonus – bütün filmlerimize ulaşabileceğiniz bir link.
SBT: Sizleri Türkiye’de birgün canlı izlemek güzel olurdu. Fakat zannerdersem Azerbaycan’dan Türkiye’ye yolculuk etmek epey masraflı. Van’a bir şekilde otobüsle falan gitseniz ordan da İstanbul’a uçsanız belki daha ucuz olabilir?
T: İstanbul’a en ucuz tek yönlü bilet yaklaşık 240 avro. Pek iç açıcı değil [gülücük] Türkiye’ye otobüs veya trenle ulaşmanın tek bir yolu var o da Gürcistan üzerinden. Ama Van Gürcistan sınırından çok uzakta… Evet, harbiden zor iş. Ama eğer grubumuz bütün zorluklara rağmen ayakta durabilir ve İstanbul’da çalma gibi bir şansımız olursa, bu soruna kesinlikle bir çözüm buluruz.
SBT: Bizden bu kadar. Son sözlerinizi tükürün.
T: Bizle ilgilendiğiniz için çok teşekkürler. Umarım birgün ülkenize gelip yerel gruplarınızla konser veririz. İlginiz için tekrardan teşekkürler. Pozitif kalın! Kendinize iyi bakın.
Azerbaycan’da punk/hc sahne raporu
Timur [Overkill for Profit]
Ne yazık ki herhangi bir sahnenin var olmadığını kabul etmek zorundayız. Eğer bütün rock sahnemiz bile güçbela ve en ilkel şekilde varlık gösteriyorsa punk/hc hakkında ne diyebiliriz ki. Şuanda bütün Azerbaycan’daki rock gruplarının toplam sayısı 10’un biraz üzerinde. Bu konuda bütün Azerbaycan’dan kasıt da sadece Bakü’den ibaret. Gəncə ve Sumqayıt (Azerbaycan’ın en büyük 2. ve 3. şehirleri) şehirlerinde bazen birdenbire ortaya çıkıp aynı şekilde kaybolan grupları saymazsak başkent dışında rock mevcut değil. Bu yüzden burada çok az punk ve hardcore grubunun olmasını anlamak çok da zor olmamalı.
Azerbaycanlı ilk punk grubu olan “EDEM” ancak 2002’de kurulabildi. Elemanlar hala aktifler. “It’s alright” adında bir demo albüm ile “Dirty sex” adında bir tane EP’leri mevcut. Bütün bu materyaller kendi DIY stüdyolarında kaydedildi. DIY bizim kayıt yapabileceğimiz tek yöntem. EDEM elemanları kaliforniya tarzı pop-punk icra edip bunu da gayet kaliteli bir şekilde yapıyorlar. Fakat sözlerinin toplumsal konulara yönelik olmaması yazık. Çoğunlukla seks üzerine komik bir tarzda yoğunlaşmış bulunmaktalar. Tipik bir pop-punk.
Azerbaycan punk-rock tarihinin bir sonraki safhası, ANTIFREEZE ile NO BRAKES adlı iki grubun aşağı yukarı aynı zamanlarda kurulduğu yıl olan 2008’dir. 2011’e kadar faal olup birkaç yerel konserde de çalmaya fırsat bulabildiler. ANTIFREEZE ayrıca 2009 yılında Tiflis’te (Gürcistan) ufak bir punk festivalinde bile çaldı. Müzikal unsurlara gelince, NO BRAKES punk ile metalin bir karışımını, ANTIFREEZE ise naive school punk rock icra ediyordu. İki grubun sözleri de oldukça kendilerine özgüydü. Diğer bir deyişle elemanlar sözleri çok fazla sallamadılar. Her neyse, iki grup da sahne raporunun yazım aşamasında dağıldılar.
Biraz da hardcore’dan bahsedelim. Sadece bir tane hardcore grubu var o da gitaristinin ve kurucu elemanlarından birinin ben olduğum, 2008 yılının sonbaharında kurulan OVERKILL FOR PFOFIT. Müzikal olarak NYHC, oldschool hc, modern hc ve tabii ki punk-rock’un bir karışımı. Sözler tamamen toplumsal konulara değinmekte. Sürekli eleman değişikliğinden kaynaklanan sorunlara rağmen 2 tane demo şarkı kaydedebildik. İkisi de 2011’de Luk Haas’ın label’ı TAM89 Records ile Darbouka Records’un ortaklaşa çıkardıkları OVERKILL FOR PROFIT & EDEM – “Oiled Caspian shores” split 7”inde yer aldılar. “The Illusion Of Freedom” şarkısı aynı zamanda Filipinli labellar Delusion of Terror ile Love From Hate’in 2010 yılında çıkardıkları “Underground Asia” toplamasında da yer aldı. Bildiğim kadarıyla OVERKILL FOR PROFIT Güney Kafkasya’daki tek hardcore grubu. Kuzey Kafkasya’da başka grupların var olup olmadıkları ise meçhul.
Punk konserleri üzerine de bir çift söz edelim. “Bir çift” diyorum çünkü bugüne kadar sadece iki punk konseri oldu. Her ikisi de Gürcistanlı punk gruplarının katılımıyla gerçekleşen konserlerin ilki 2009 yılının ilkbaharında, ikincisi ise 2013 temmuz ayında düzenlendi. Bütün zorluklara ve uzun bir araya rağmen, genel olarak, bu konserler pozitif birer adım olarak nitelendirilebilirler. Gelecekte bu eğilimin devam edip “hızını” arttıracağı umulmaktadır.
Ancak bütün bu yukardakileri özetleyecek olursak, bütün Azerbaycan’da sadece bir tane punk ve bir tane de hardcore grubu bulunmaktadır. Gördüğünüz gibi buna hardcore/punk sahnesi denemez. Fakat bence hardcore/punk sahnesi sadece müzik ve gruplardan çok daha öte birşeydir. Bu, sanat olsun, müzik, fanzinler ve çeşitli etkinlikler olsun, tüm yönleri ve dışavurumlarıyla bütün bir alt kültürün yansımasıdır. Lakin ne yazık ki bütün bunların hepsi beraber burada mevcut değiller. Rock’ın herhangi bir popülerliğinin olmadığı, insanların bu tür müziği reddettikleri bir mentaliteden dolayı otoritelerin bunu yasaklamaya bile gerek duymadığı bir ülkede punk ve hardcore altkültürünün doğuşu şuan için neredeyse imkansız. Fakat bu durumun yarattığı umutsuzluğa rağmen davamıza devam etmekten başka bir seçeneğimiz yok. Hazır hiç birşey yoktur, herşeyin bir başlangıcı vardır.
Bazı linkler
OVERKILL FOR PROFIT facebook – VK
EDEM edemband.com
split 7”i sipariş etmek için: Frederic Brahim – Darbouka Records : darbouka_records@yahoo.fr – Luk Haas – Tam89 Records
Yazan: Timur Huseynov
Çeviri: noizine crew
Sağanak Beyin Terörü’nün Mart 2012 sayısında yayınlanmıştı.
✪