[Sergey Yesenin] İntihar mı cinayet mi?

Recep Şener ile hep intihar ettiği mitiyle büyütülen Sergey Yesenin aurasına bakıyoruz. Belki de ilk dönem -meme- örneği olarak Yesenincilik'in de yaşanan dönemin politik çekişmelerinde arada kalan, huzurunu bulamamış şairin yaşama ve kendisine öfkesinin gölgesinde, hâlâ kendimizi bulabiliriz.
Eylül '12

 

Sergey Yesenin, 28 Aralık 1925 sabahı  Hotel Angleterre’nin beşinci kattaki odasında kendini asmış olarak bulundu. Bileği kesik, yüzünde yaralar bulunuyordu.  Otuz yaşındaydı ve Rus şiirinin en popüler isimlerinden biriydi. Ölümü intihar olarak geçti kayıtlara.

Ertesi gün çıkan bütün gazeteler Yesenin’in intiharından  bahediyor,  intihar ettiği odanın son halini gösteren fotoğraflarla Yesenin’in intihar ettiği bütün Sovyet halkına ilan ediliyordu. Yesenin’in ölümü neredeyse bir şok etkisi yaratır ülkede. Öyle ki, adına ‘Yesenincilik’ denilen bir intihar dalgası başlar ardından. Yesenin’e özenerek intihar edenlerin sayısı artınca Sovyet yönetimi çareyi Yesenin’in eserlerini  yasaklamakta bulur.  Yesenin’in şiirlerini bulunduran öğrenciler komsomoldan atılır. Buharin, şaşkınlık içinde     “Yesenin gençliği nasıl ele geçiriyor, neden gençler arasında ‘Yesenin’in Dulları’ adlı topluluklar oluşuyor?” diye  soruyordu çevresine. ‘Yesenincilik’ adı verilen günlerde intihar eden kişilerden biri de şairin eşi Galina Arturovna Benislavskaya’dır.

29 Aralık günü şairin cenaze töreni yapılır. Yüzündeki yaraları kapatmak için hazırlanan özel bir maskeyle Yesenin’in naaşı Sovyet halkına gösterilir ve şair Moskova’daki Vagankovskoye Mezarlığı’na defnedilir.

“maskeli” Yesenin

Yesenin’in Yarası

Yesenin’in ölümünden yıllar sonra ortaya çıkan kimi belgeler, fotoğraflar, Yesenin’ine dair anlatılan hikayeyi yeniden tartışmaya açar.

Resmi tezler, Yesenin’in yüzündeki yaraların asılı olduğu ısıtma borusunun sıcaklığından dolayı meydana geldiği söylese de kimi uzmanlara göre bu yaraların ısıtma borusunun sıcaklığından oluşması mümkün değildir.

O gün Yesenin’i asılı olduğu borulardan indiren kişi Leopoldovich Nicholas Brown idi. Kendisi dönemin şairlerinden biridir. Oğlu Nicholas Brown,  babası Leopoldovich Nicholas Brown’ın anılarına dayanarak Yesenin’in sorgu sırasında öldürüldüğünü söyler. Olayla ilgili tutanaklara ilk imzayı atan ve onu en son görenlerden biri olan Wolf Ehrlich’in aslında olayı hiç görmediğini, olayın teyit edilmesi amacıyla Yesenin’nin intihar ettiğini söyler gelen polislere. Nicholas Brown, Yesenin’in siyasi nedenlerden dolayı o gece sorgulandığını ve işkence gördüğünü söyler. Yesenin’in katili olarak Yakov Blumkin’in adını verir.

Yesenin’in intihar ettiği söylenen oda

Olayın tartışmaya açılmasında en önemli isimlerden birisi ‘Yesenin’in Gizemli Ölümü’ isimli kitabın yazarı Viktor Kuznetsov ise Georgi Ustinov ve Wolf Ehlich’in o gün yalancı şahitlik yaptığını, Georgi Ustinov’un o gece otelde olmadığını söyler. O gece Angleterre’de olanların hiçbiri Georgi Ustinov’u görmediğini söyler. Yesenin  Leningard’a geldikten sonra Troçki’nin adamları tarafından tutuklanır ve Angleterre’nin bodrum katında sorguya çekilir, işkence edilir. Yesenin öldürüldükten sonra Angleterre’nin beşinci kattaki odasına çıkarılır ve intihar süsü vermek için ısıtma  borularına asılır. Kuznetsov da pek çokları gibi  Yesenin katili olarak Yakov Blumkin’in adını verir.

Yesenin’in nasıl öldürüldüğünün ayrıntılarına geçmeden önce Yakov Blumkin hakkında kısa bir bilgi vermek yerinde olur.

Yakov Blumkin, Troçki’nin en önemli ajanlarından biridir. 1918 yılınında  Moskova’daki Alman Büyükelçisi Kont Mirbah’ı  tabanca ile öldürüren iki kişiden biridir.  Olaydan sonra yakalanan Blumkin’in cesareti Troçki’nin ilgisini çeker. Kendisiyle çalışması şartıyla Blumkin’i affeder ve onu en tehlikeli işlerde görevlendirir. Blumkin, Sovyet teşkilatının en önemli adamlarından biri haline gelir.  Blumkin, Troçi’nin İstanbul büyükada’da yaşadığı günlerde ‘Sultan Zade’ adıyla  iran pasaportu ile İstanbul’a gelmesi ikili arasındaki ilişkiye dair ilginç notlardan biridir.

Sergey Yesenin’in başucunda ortada siyah şapkalı kadın, Sofia Tolstaya, Tolstoy’un torunu ve Yesenin’in dul eşi.

Yesenin cinayetine dönecek olursak; Viktor Kuznetsov’a göre Yesenin tutuklandıktan sonra Blumkin’in Yesenin’e işkence etmeye başlar. Troçki tarafından ölüm emri verilmiş şairi iple boğmaya çalışır, fakat Yesenin’in  direnir, karşı koyar.  Boğuşma sırasında Yesenin başına darbeler alır. Yanlarında bulunan Leontiev ise Yesenin’e yakın mesefaden yüzüne doğru ateş eder.

Blumkin, Yesenin’in öldüğünü Troçki’ye bildirdikten sonra gece yarısı Yesenin’in cesedini Angleterre’nin beşinci katındaki odasına çıkarır. Olaya intihar süsü vermek için Yesenin’i ısıtma  borularına asar.

Этап треYesenin’in hayatının son yıllarında ciddi bir politik baskı altında olduğunu, hakkında çeşitli davalar açıldığı, olayın siyasi bir cinayet olduğu yönündeki iddiaların yanında  Stalin’in Troçki ile Yesenin ararsındaki çatışmadan faydalanarak Troçki’yi zor durumda bırakmak için  Yesenin’in ölüm emrini verirdiği de cinayetle ilgili bir diğer iddia.

Yesenin’in ölümüne ilişkin devam eden tartışmlarda çoğunluk, Yesenin’in Troçki’nin emiriyle Yakov Blumkin tarafından öldürüldüğü konusunda hemfikir olsa da Hotel Angleterre’nin beşinci katındaki odada o gün neler yaşandığını hala en iyi Yesenin biliyor.

  ✪