J G Ballard için, türkçe bloglarda haber ajanslarından kopi pest yapmak yerine, iki kelam edenler…
Crash filmiyle ilgili bir takım yazılar ayrıca J.G.Ballard’ın aynı isimli kitabından bahsediliyordu..İlgiyle okudum.Bir koşuda kitabı almaya gittim.Kitabı da zevkle okudum.J.G. Ballard ile de tanışmam bu sayede oldu.. Diğer kitaplarını okumadım ama Çarpışma bile bana yetmişti doğrusu.Zaten Crash filminin senaryosunu ikisi birlikte hazırlayıp yazmışlar..Ayrıca film aslında 1996 yapımı,roman ise 1973’de yazılmış.Müthiş bir hayal gücü,müthiş bir beyindi anlayacağınız…
Sürrealist Eylem Türkiye’de Ballard
Hayatım boyunca hayran olduğum Sürrealist ustaların yanıtlarına küçük ekler yapmaya çalıştım diyen Ballard’ı saygıyla anıyor, yaşatmaya çalışıyoruz.
Graham James Ballard Sonsuzda yada Cennete 1 KoşuBallard yıkımlar, yeni oluşumlar, hayali kentler ve bunlara bağlı oluşan yeni psiko-patolojiler üzerine farklı bir Bilimkurgu söylemi oluşturuyordu. Ballard ‘asıl yabancı gezegen dünyamızdır’ tespitini yaptı ve buna bağlı olarak bilimkurgunun zaman eğrisini önce yakın gelecek ve ardından şimdiye sızmış geleceğe kadar yaklaştırdı.
James Graham Ballard’a Saygıyla…Ballard’ın dediği gibi asıl yabancı gezegen kendimizdir. Kendi iç-uzayımıza seyahatlere çıkmak, kendi psiko-patolojimizin derinlerine dalmak. Otomatik yazı da tam bu noktada içimizdeki ben’lerin ajanı, sözcüsü olur. Kişinin kendi bütünlüğünü tanıma sürecinde ebe rolü üstlenir.
James Graham Ballard’a Saygıyla…2Suçu, bir karnaval yada bir sanat eseri olarak ele almak mümkün mü? Gündelik, sıradan işleyişinde mantığımız bu soruya genelde –hayır- yanıtını verecektir.
Ama bu soruya –evet- yanıtını verecek çarpışık akıl yürütmeler ve sıra dışı mantık düzenleri mutlaka vardır. Graham James Ballard’ın ki bunlardan biri, hatta ilk akla geleni olacaktır. 55 yıllık edebiyat (ve tabi ki BK) serüveninde Ballard hep sıradan, günlük akıl yürütme anlayışımız, mantığımız ve kodlarımız dışında zihinsel ve dilsel bir tuhaf diyalektik oluşturdu.
James Graham Ballard’a Saygıyla…3J.G. Ballard’ın suç üçlemesinin ilk ikisini oluşturan Kokain Geceleri ve Süper-Cannes romanlarında sık sık karşımıza çıkan güçlünün, elitin şiddeti uygulaması ve bunu filme çekerek uzun vadeli bir tüketim ayini haline getirilmesi, Irak yada Afganistan’daki öldürdükleri insanların görüntülerini porno siteye üye olmak için takas eden ABD askerlerince kısa sürede gerçeğe dönüştürüldü. Tıpkı Süper-Cannes romanın psikopat doktoru Winder Penrose’un ‘bu yeni türde bir pornografidir ve aslında kendileri de zavallı bir kurban olan suçlular için ‘delilik bir tedavidir’ tespitini doğrularcasına. Bu tedavinin sonuçlarını kameralı telefonlarla çekilip küresel tüketime sunulan Irak’taki manzalardan görülebilir. Tüm dünya cinnet nöbetine girmişken peki devrim nerede? Hiçbir Yerden Haberler, Demir Ökçe, Hukuk Gladyatörü, Ekotopya… dönüştürülecek geleceğe yönelik Ütopya nerede?
James Graham Ballard’a Saygıyla…4 ✪