Arthur Rimbaud ve Comte de Lautréamont’un ilk yayıncısı Léon Genonceaux, 1856 yılında doğduğu biliniyor, hangi yılda öldüğü bilinmiyor, yayınladığı kitaplar nedeniyle başı polisle derde girince [“…ahlaksız yayıncılık yapmakla suçlanıyorsun, kitaplarında lezbiyenliği övüyorsun…”], Londra’ya kaçmıştı. Bugün bazı yazarların hak ettikleri şekilde lanetli diye anılmasında, nitelikli edebiyatı iyi koklayan bu 19.yy mösyösünün burnunun hakkını teslim etmemiz gerekir. İbranice’de Gomore anlamına gelen Sapphic başlıklı bir romanın yayıncısı olması nedeniyle on üç ay hapis ve üç bin frank para cezasıyla yüzleşen Léon Genonceau [“… sırt üstü yatmış bir kadın, göğüsleri çıplak, sol elinin bir parmağı yukarıyı işaret ediyor, apış arasında bir kedinin kafası belirmiş…”] bir edebiyat balonu mudur?
1900 yılında Londra’dan Paris’e geri dönen yayıncısı Léon Genonceaux, 1905 yılında tümüyle ortadan kayboldu, kendisinden bir daha haber alınamadı. Ardında, kitapçılara dağıtımı yapılmamış, sadece altı nüshası bugüne ulaşmış, varlığı ve yokluğu yıllarca tartışılan, bir edebiyat sahte haberi olduğu düşünülen, gerçekte yazılıp yazılmadığı bilinmeyen Tutu başlıklı modernizme selam duran bir roman bıraktı.
Tutu, dekadansın, insana öfkenin, dönemin çağdaş ahlak anlayışına nefretin kitabıydı. Absürtlüğüyle Alfred Jarry’yi, hayalciliğiyle André Breton’u etkiledi. Lautréamont’un bu ilk yayıncısı, Maldoror Şarkıları’nı o kadar benimsemiş ki, Tutu’da karakterlerin okudukları metin Maldoror Şarkıları’ndan alıntılardan oluşuyor. Kitap 1966 yılına dek unutulmuştu. 1990’lı yıllarda kalan kopyalar ortaya çıktı. Gerçekte yazılmış bir kitap mı yoksa yaratılan mitinin ardından, yazdığı varsayılan bir kitap mı bilinmez. Bildiğimiz, şunu yazan bizdendir:
“Gerçekten mutlu bir insanın beyni boşaltılmış, bacakları, elleri ve kulakları kesilmiş, gözleri yerinden çıkarılmış ve tat alma duygusu yok edilmiştir. Artık hissedemez, düşünemez, hayvanlaşmıştır, bu dünyanın dışındadır.”
✪