Yugoslavya bildiğiniz gibi değildi

Artık hatırlanmayan bir ülkenin, bir zamanlar varolmuş anti-popüler nesnelerini anma çabası.
Eylül '10

Repçiç, Pesiç ve Lukovcan başta olmak üzere,

çocukluğumuzun tüm Yugoslav futbolcuları için…

Bugün varlığını Bosna-Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Makedonya Cumhuriyeti, Karadağ, Slovenya ve Kosova toprak parçalarına ayrılmış şekilde sürdüren bu ülkelerin yerinde bir zamanlar Sosyalist Federal Cumhuriyet vardı: Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti.

İkinci dünya savaşının ardından Balkanlardaki Partizan grubunu komuta eden Tito, SSCB ve diğer büyük devletlere haber vermeden gizlice Partizan parlamentosunu (Yugoslavya Antifaşist Ulusal Kurtuluş Konseyi) toplamasıyla başlamıştı herşey. Bir geçici devrim hükümeti kurdu. Yugoslavya’nın eşit halklardan meydana gelen federal bir topluluk olduğunu ilan etti. Bu çalışmalarından dolayı Tito’ya 1943’te Yugoslavya Mareşalliği, daha sonra Hükümet Başkanlığı ve Başkomutanlığı da verildi (7 Mart 1945). Aynı yıl seçimlere gidildi. Tito’nun partisi olan Halk Cephesi seçimlerde galip çıktı. Seçimlerden hemen sonra resmen Yugoslavya Federal Cumhuriyetini kurarak Yugoslavya 1945 yılında cumhuriyet oldu. Ardından 1946 yılında birleşik cumhuriyet hâline geldi. Tito, hükümet başkanı oldu. Ta ki, 1990’lı yılların başında artan etnik milliyetçilik hareketleri ve Başkan Josip Broz “Tito”nun ölümü, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ni dağılmaktan kurtaramadı. 8 Eylül’de Makedonya Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ilanı, süreci hızlandırdı.

4 Mayıs 1980 tarihinde yaşama veda eden Tito’nun haber duyulduğunda, o sırada oynanmakta olan Hajduk Split-Kızılyıldız maçı yarıda kaldı ve futbolcular sahada, insanlar tribünde ağlamaya başladı. Bazıları ise dans ediyordu. Yugoslavya halklarının birbirini boğazlamaya başlaması ise, yine futbol sahalarında ateşlendi. Aşağıdaki vidyoda stat spikeri Tito’nun ölümünü açıkladıktan sonra Split tribünleri “And olsun ki Tito, yolunda yürüyeceğiz” minvalinde bir tezahürata başlıyor. Kızılyıldız taraftarları da katılıyor, bilindiği gibi, bu sözlerini tutmadılar.

25 Mayıs’ta kutlanan Yugoslavya Gençlik Bayramı aynı zamanda Tito’nun doğumgünüydü. Tito aslında 7 Mayıs doğumluydu ancak Nazilerin Tito’nun Partizanlar Genel komutanlığına yaptığı paraşüt saldırısını püskürttükleri tarih olan 25 Mayıs’ı doğumgünü olarak kutluyordu.

——————————————– Anti-popüler Yugoslavya nesneleri—————————————————

Mekan

Željava Air Base, tıpkı Star Wars’taki asilerin İmparatorluk güçlerine karşı uyguladıkları bir korunma şekli gibi, yeraltına yapılmış bir hava üssüydü. Bosna’nın batısında, tahminen 1957-65 yılları arasında yapıldı. İç savaş çıkınca, Yugoslav Ordusu, üs kullanılamasın diye bombaladı. Bugün her tarafında mayınların olduğu üs ziyaretçilere kapalı. Bosna hersek polisi , patlayıcı bulmak için yetiştirilen köpeklerin eğitim merkezi olarak kullanıyor.

Anıt:

Yugoslavya’da, hayatını kaybetmiş partizanlar için yapılmış anıtlar, geçmişteki savaşlardan daha çok, sosyalist-modernist bir anlayışla, o dönemde hayal ettikleri yeni toplum biçimini simgelemeye çalışmış gibi duruyor.

Punk:

Yugoslav punkları daha çok Belgrad etrafında toplanmıştı. En bilinen gruplar Pankrti, Paraf, Pekinška patka, KUD Idijoti, Niet, Patareni ve KBO!’ydu. Özellikle, Pekinška patka, bugünkü gruplara bile rahmet okutacak, eğlenceli ve oi! havasında, balkan coşkusu taşıyan bir gruptu. Liberter duruşu olan anti otoriter gruplar arasında yer alanlar: Vrisak Hirošime (Cry of Hiroshima), Apatridi (Stateless persons), The Dissidents (Dissidents), Patareni (Patarenes), Marselyeza (La Marseillaise), Stres Državnega Aparata (Stress Of The State Apparatus), Sistem Organizirane Represije (System Of Organized Repression).

Punk sahnesinde tek tük de olsa nazi görüşlü olanların varlığı ortaya çıkınca, Yugoslav devleti duruma önlem almak için yasaklamalar getirdi. Hatta Yugoslav punklarından, Dead Kennedys’in “Nazi Punks Fuck Off” sticker’larını takanların nazi olduğunu sanacak kadar da paniğe düştüler. [[1. Nationalisms, Globalisation and Civil Society in Croatia and Slovenia – Link]] Punklar her şeye rağmen, yeraltına çekilip varlıklarını sürdürdüler. İç savaş, Yugoslav punk sahnesinin çoğunlukla dağılmasına neden oldu. Tekrar kurulan birkaç grup dışında bugün pek ortada gözükmüyorlar. Aralarından sadece biri, Ivan Glišić, öne çıktı ve bir punk şair/yazar olarak çalışmalarına devam ediyor. [ivanglisic.com]

Yugoslavya punk toplaması 1977-1991 – DL

Amerika’ya atılan en büyük kazıklardan: Yugo

Otomotiv tarihi ve gücüyle övünen ABD, 1980 yılında yine bir enerji krizine yaklaşmıştı. O dönemde, Japonlardan da kazık yemekte olduklarından, çılgın gibi Avrupa’dan ucuz araba almaya bakıyorlardı. Aslında bir Fiat tasarımından bozma olan, ilk kez Yugoslavya’da 1978 yılında üretilmiş Zastava Koral ya da kısa adıyla Yugo, ABD otomotiv simsarı Malcolm Bricklin’in fabrikasını gezip karar vermesiyle ABD’de satılmaya başlandı. Komünist Yugoslavya’nın Yugo’su ABD’de 1985-91 arasında 140.000’den fazla sattı. Toplamda zaten 700.000 üretilmişti.

ABD’liler arabayı hem aldılar hem de nefret ettiler. Çünkü, her şeyden önemlisi, araba küçüktü ve bu sosyal sınıflarda düşük düzeyde olduğun anlamına geliyordu. Performansı da, Amerikan tüketici standartlarının yanına yaklaşmıyordu bile. Sonunda, ABD’de bir köprüden, Yugo’suyla 70 km ile seyretmekte olan bir kadın, saatte 80 km hızla esen rüzgarda köprüden uçup hayatını kaybedince, ABD’de medya gazıyla arabanın alımı ve satışı durdu ve ABD’nin yediği en büyük ithalat kazıklarından biri olarak tarihteki yerini aldı. Bugün Yugo, artık bir sanat ve tasarım nesnesi olarak kullanılmaktadır. [Link]

Bir ara not: Yugoları ABD’ye getiren ve bügün yetmişli yaşlarını süren Malcolm Bricklin, yine ABD’nin benzin sıkıntısı yaşadığı bugünlerde, Hindistan’dan çıkma Tata’nın Amerikalılar için özel bir tasarımını 2011 yılında piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Hayırlı işler!

Yugoslavya ne yana düşer usta, Meksika ne yana?

1948 yılında, Tito, ki sinirli bir adamdı, Stalinle ters düşünce, ülkede Sovyetlere ait ne varsa yasakladı. Rus asıllılar, Rusya için iyi düşünen, ya da düşündüğü düşünülen herkes hapse atıldı. Ülkenin en büyük eğlencelerinden olan Rus filmleri yasaklandı. Halkın akacak mecra bulmasını isteyen Tito, o an arada kalmışlığın da etkisiyle olsa, ülkeye Meksika filmleri doldurdu. Böylece, Yugoslavya popüler kültüründe, devlet başkanı eliyle, bir Meksika modası başladı. Bir anda, meksikalı gibi giyinip, bıyıklarını meksikalı şeklinde kesen, meksika şarkıları söyleyen yugoslavlarla doldu ülke. [[2. Şarkı örnekler ve plak kapakları – Link]]

—————————————————————————

Futbolla başladık, öyle bitirelim. Yugoslavya’nın en büyük ihracatı aslında futbolculardı. Türkiye’ye gelen futbolcuların hikayelerini, seksenleri yaşayanlar bilir. Yugoslav milli takımı, İtalya 90 dünya kupasında çeyrek finale kadar yükselmişti. Kadrosunda Dragan Stojkovic, Dejan Savicevic, Robert Prosinecki, Darko Pancev ve Safet Susic gibi yıldızlar vardı. İspanya’yı 2-1 yendiklerinde, kadroda beş boşnak, iki sırp, bir hırvat, bir karadağlı, bir sloven ve bir makedon vardı. Tam Tito ideallerine uygun bir on bir.

Yugoslavya’nın rakibi, çeyrek finalde Arjantin’di. Maradonalı Arjantin’e iyi dayandı Yugolar. Maç 0-0 bitti ve uzatmaya gittiler. Ancak penaltıları 3-2 Arjantin kazandı (Maradona kaçırdı). Yugolar ülkelerine yine de başarılı ve mutlu döndüler. İsveç’te yapılacak 1992 Avrupa futbol şampiyonasının favorileriydiler, ancak iç savaş başladı. Ve gerisi tarih oldu… Belki, belki o çeyrek finalde Arjantin penaltıyı kaçırsaydı… Belki Yugolar yarı final ya da final görselerdi… Belki o on birin hatırına… ✪