Moya

Belarus müzisyen Vasil Maronau, Futuristika'ya post rock projesi Moya, Godspeed You! Black Emperor ve Dvorak hakkında birşeyler anlattı. Hayat garip, Belarus'ta ve İstanbul'da.

Belarus müzisyen Vasil Maronau’nun post-rock projesi Moya ile ilk kez 2006 yılındaki demolarını dinlediğimde tanıştım. Moya, o dönemki çalışmalarında Godspeed You! Black Emperor gibi tınlayan müziğiyle dikkat çekmişti. 2008 yılında bir internet müzik şirketi olan Lost Children aracılığıyla yayınlanan Die Hard isimli albüm hakkında Moya ile
gerçekleştirdiğimiz röportajda, hemen hemen hiç ingilizce bilmeyen Vasil Maronau ile anlaşmamızı sağlayan isimsiz kıza da Futuristika olarak teşekkür ederiz.

Download Moya — Die hard

Download Moya — Alcoholic’s Song

F: Moya, senin tek kişilik projen. Peki sen kimsin?

Ben sadece müziği seven biriyim, fazlası değil. Öncelikle, çocukken müzik sınıfına alınmamıştım. Sonra oldukça iyi bir müzik kulağım olduğu farkedildi. Piyanodan bahsedersek eğer, yan odada sesi çok açık bir televizyon da olsa, dışarıdan ilgisiz gürültüler de olsa piyanoda %100 ihtimalle doğru notayı farkedebilirim. Ancak konu gitar olunca hata yapabilirim. Hele insan sesi bana iyice zor geliyor. Yani genel olarak tipik bir “passive absolute” müzik kulağım var.

F: Moya’nın çıkardığı ilk demoyu 2006 yılında dinlemiştim. O zaman bana tıpkı Godspeed You! Black Emperor gibi ama daha sinematik tınlayan bir müzik olarak gelmişti. Sana o dönemde müzikal ya da genel olarak ilham veren şeyler nelerdi?

Bu çok heyecan verici ancak isimsiz bir projenin sınırları dahilinde gerçekleşen o ilk demo için materyal hazırlarken henüz Godspeed You! Black Emperor dinlememiştim bile. O dönemlerde Clann Zu tutkunuydum. Clann Zu’nun garaj kayıtları bile çok iyidir (Albümlerinden bahsetmiyorum). Genel olarak ise, Ennio Morricone’ye çok şey borçluyum. Kendisi ilham, mutluluk, keyif gibi kavramlara inanmaz, ki bu kavramlar da aslında ilham olarak adlandırılır. İşte tüm bunlar var. Ancak benim durumumda, ilham denen kavram bir şeyi başarıyla düşündükten sonra ortaya çıkıyor. Ondan sonra devamı geliyor. Ancak bana göre, bir başlangıç noktasında yola çıkıştan daha fazlası beliriyor. Az çok uyumlu bir plan ve “ilhamın gücü”ne sahip olmaktan çok daha kolay bir süreci düşünmektir.

F: Ben de bir Clann Zu hayranıyım, dağılmış olmaları çok üzücü. Onları konserde görme şansın oldu mu?

Hayır. Onlar çok fazla turneye çıkmadı. O zamanlar Avustralya, İrlanda ya da herhangi bir Avrupa ülkesine gitmek gerçek dışıydı. Şimdi ise sorunlu. Clann Zu’nun sokak müzisyenleri şekline girip sokaklarda çaldığını okudum. Bence kesinlikle çok güzel bir hareket. En yalın haliyle müziğe hizmet etmek.

F: Müziğinde yoğun klasik müzik etkileri var. Mozart, Chopin ve bizim en çok önem verdiğimiz Dvorak… Sence Dvorak 2008 yılında yaşıyor olsaydı, onu post-rock konserlerinde görebilir miydik?

Ne yazık ki bu konuda çok emin değilim. Dvorak ile karşılaştırılınca daha büyük müzisyenler yetişme süreçlerinde yitip gidiyor. Bana kalırsa özgün bir müzisyen, tıpkı Dvorak gibi, evinde oturup hiç yorulmadan beste yapacaktır.

F: Bence “Moya” bir grup için çok iyi bir isim. Bu isme nasıl karar verdin, nasıl seçtin? Ayrıca, bildiğim kadarıyla “Tok Rukoo” isimli bir başka projen var. Moya ara vermiş durumda mı, yoksa bir dönüşüm içinde mi?

moya.jpgHerşeyden önce, ismi söylerken çıkan ses beni mutu ediyordu: “Moya.” Ayrıca bir Godspeed You! Black Emperor şarkısıdır. Çoğu müzik grubu müziği ve isimlerini uzun tutmaya çalışıyor. Ondan sonra isim, müziğin süreciyle ilgili olmayınca bu uzun isim özellikle başarısız oluyor. Belki de Moya’nın kısa çalışmaları ve kısa ismi birbiriyle bağlantı içinde olabilir, bunun üzerinde düşünmedim.

Tok Rukoo ise Moya’dan tamamen farklı. Grup, Moya’nın sunmadığı birçok şey veriyor. Müzik ile beraber gelen konserler ve diğer keyifli şeyler.

F: Tok Rukoo’dan bahsederken, bir grupta olmak nasıl bir duygu?

Herşeyden önce çaldığınızın kalitesinden emin olduğunuz için, canlı çalmak eşsiz bir keyif.

F: Belarus müzik dünyası ne durumda? Konserler, albümler, ilgi gören müzik türleri?

Müzikal yaşam iyi durumda değil ve şu anda iyileşmesi için bir umut da yok. Ayrıca yardım etmek sıradan insanların gücü dahilinde değil. Belarus’un müzikal hayatı, bir Belarus’un yaşamının genel bir acınası görüntüsü sadece.

F: Moya’yı İstanbul’da konserde görme şansımız var mı?

Teorik olarak evet. Pratikte ise korkarım ki gerçekleşmez. Moya herhalde böyle bir konser organizasyonu için gereken tüm o bildiğimiz çabaları haketmiyordur.

Bana kalırsa özgün bir müzisyen, tıpkı Dvorak gibi, evinde oturup hiç yorulmadan beste yapacaktır.

F: Bugünlerde başucu kitapların neler?

Şu sıralar Mozart’ın mektuplarını okuyorum. Bundan önce de bir biyografi, Mahler’in mektupları vs. vardı. Genel olarak besteciler hakkında bir sürü kitap okuyorum. Bu yolla onları tanıyorum. Bir kitap okuyorum ve okuma sırasında, ilk bestesinden sonuna kadar sadece o besteciyi dinliyorum.

F: Hiç cd çaldın mı ya da birinin senden bir cd ödünç alıp geri getirmediği oldu mu? (Saçma gelebilir ama Futuristika’nın geleneksel sorusu.)

Bence bu soru artık mp3 albümler hakkında sorulabilir. Yeteri kadar cd’im yok. Sadece Eski Sovyetler Birliği müzisyenlerinin cd’lerini alıyorum. Geri kalanı hep mp3 (Yani cd alıp saklamıyorum.) Genellikle de en son ne zaman klasik müzik dinlemediğimi hatırlamıyorum.

F: Moya’nın 2008 albümü Die Hard’da bir şarkı var: “Alcoholic’s song/Alkoliğin şarkısı”. Bu ismin arkasında bir hikaye var mı?

Bu melodiyi taslak kopyalarım arasından çıkardım. Kullanmaya karar verdim ancak ideal bir içki şarkısı olduğunu fark etmedim. Ancak kaydetmeye başladığımda, kafası güzel bir akşamcının dilinin dönmediğini hayal ettim. Aslında şarkıda şarap partisi de yer alıyor.

F: Teşekkürler. Moya ve yeni grubun Tok Rukoo ile uzun ve tatmin edici bir müzik kariyeri dileriz.

Röportaj için teşekkürler, bol şans!

  • Moya’nın 2008 yılı albümü Die Hard’ı buradan indirebilirsiniz.
  • Röportajın rusçası ise burada.

Moya — Die Hard Video

 ✪