Uykusuz bir gece…

1986 yapımı The Cure for Insomnia, 2000'lere kadar "yapılmış en uzun film" olarak kabul edilmiş ama şu sıralarda üçüncülükle yetiniyor. Filmin konusu yok; daha çok 87 saat (5,220 dakika) süren bir rüya gibi, hatta belki de en iyisinden bir kabus.
Nisan '10

1986 yapımı The Cure for Insomnia, 2000’lere kadar “yapılmış en uzun film” olarak kabul edilmiş ama şu sıralarda üçüncülükle yetiniyor. Filmin konusu yok; daha çok 87 saat (5,220 dakika) süren bir rüya gibi, hatta belki de en iyisinden bir kabus. Bu nedenle, uykusuzluk çekenlere tedavi amaçlı kullanılması şiddetle tavsiye edilmiyor.

İçinde erotik videolardan sahneler ve heavy metal müzik videolarından görüntüler içeren filmin büyük bir bölümünde ise, Lee D. Groban adlı absürd bir karakter, filmle aynı adlı 4080 sayfalık epik şiirini okuyor. John Henry Timmis IV adında bir yönetmenin bilinen ilk ve tek filmi olan The Cure for Insomnia, ilk kez ertesi yıl Chicago The School of Art Institute’da 31 Ocak – 3 Şubat tarihleri arasında aralıksız olarak gösterilmiş. Başka bir yerde gösterildiğine dair bir bilgi yok.

Genç yetenek tenor Josh Groban‘ın -oldukça uzaktan tahmin ettiğim- bir akrabası olan Lee D. Groban, şiirinin o yıllarda henüz bitmemiş olduğunu ve halen yazamaya devam ettiğini söylüyor; sayfa sayısı son bilgilere göre 5000’i bulmuş. Üniversitede Rus Dili eğitimi almış, Kütüphanecilik/Bilgi ve Belge Yönetimi master’ı yapmış olan eksantrik şair ve görsel sanatçı Groban o kadar ilginç bir karakter ki kendisini tarif etmeye çabalamak anlamsız kalıyor, en iyisi web sitesine vakit ayrıp incelemek. Groban’ın film üzerine birkaç kelamı da aşağıda. 

Lee D. Groban’ın The Cure for Insomnia’da okuduğu şiirinden bir kuple:

I wonder how come
the cartoonists of our most popular newspaper comic strips
never use Polish, Armenian, or Romany Gypsy names for their characters?
Why only Western European names?
“THAT all y’do all day? Soun’s like a drag…”
By the beard of the Lord Eordogh of Ordogkeresztur and Nagyeskulo,
it’s a drag.
By the beard of the Lord Cseffei of Totor and Noszalya,
it’s a drag.
By the beard of the Lord Bethlen of Kallo, Ecsed, Tokaj, Szendo, Murany, Szecseny, and Regecz,
it’s a drag.
By the beard of the Lord Tomori of Devecser, Besenyo, Gyanda, Borsfalva, Csobad, Felso-Homrogd,
Also Homrogd, Hegymeg, Berkes, Szakacsi, Kercs, Senye, Cseb, Nyilas, Abauj, and Borsod,
it’s a drag.
By the beard of the Lord Dolhai of Kereczke, Kusnicza, Zadnya, Kelecseny, Vizkoz, and Okormezo,
it’s a drag.

.
.
.

Every time my folks sent me to a shrink
his usual question
when he was first getting acquainted with me
was, “What do you do all day?”
My reply was sometimes,
“I play hockey in Harry’s Delicatessen”.
Couldn’t have picked a better place to play hockey.
And I’m at least as good a hockey player as Mickey Rooney
or Larry from the Three Stooges.
Sometimes they sent me to a shrink because
I’ve had trouble getting jobs
and keeping what few jobs I could get.
The few jobs I’ve had I’ve either been fired from or they drove me bananas.

Kafiye seven ama teknolojiden hoşlanmayan, websitesi olmasına rağmen mektup almaktan hoşlanan Lee D. Groban, 1981’den beri aynı daktiloyu kullanıyormuş.

Nancy Bechtol’un Lee Groban’la yaptığı röportajdan bir bölüm

<

p style=”text-align: center;”> ✪

Önceki

8. Kadıköy Sanat Günleri Sinema Buluşmaları

Sonraki

Sil, Düzelt, Ekle: İstanbul’u baştan yarat!