Ezeli ve ebedi yanıtsız sorular peşindeyiz.
Bundan umutsuzluğumuz,
Bundan çilemiz,
İntiharlarımız bundan.
Sığınıyoruz hep bir şeylere.
Şarkılara, belki şiirlere,
aşklara belki de…
Ama yetmiyor.
Sömürüyoruz her şeyi
ve geriye kalan yalnızca posa.
Adam gibi yalnızlaşamıyoruz bile.
Bencilliğimiz bundan.
İnsan olamayışımız bundan.
Ve bundan tükenişimiz.
Anlıyor musunuz Vahid Bey?
Çekip gitmeli,
Varılacak bir yer olmadan,
tasasız gitmeli hayattan..
Onlar görkemli saraylarında,
rakkaseleriyle cilveleşsinler.
Bizim çaremiz yok Vahid Bey.
Ve çaresiz yaşamak
anlamsızlığın daniskası.
Öyleyse gitmeli Vahid Bey’ciğim,
Anlıyorsunuz değil mi?
Biliyorum, anlıyorsunuz.
Çünkü siz,
Tanrının ‘ol’ demediğisiniz. ✪