Hayatın içinde bir saat

Ali Abaday, Görkem Şarkan’ın yazdığı, yönettiği ve rol aldığı oyunda aynı evde yaşayan birbirinden oldukça takıntılı beş insanın bir saatinin anlatıldığı ilginç tiyatro oyunu Çatı'yı izledi, izlenimlerini yazdı...
Ocak '11

Fazla tiyatro ile arası olmayan biri de olsam, koltuğumu sahneyi ortalayacak şekilde ve üçüncü sıra civarından almaya dikkat ederim. Her zaman için bu durum mümkün değil tabii ki. Misal bazen dekor gereği sahne içinde olduğunuzu hissetiğiniz oyunlar da oluyor.

Serbest Bölge’nin sahnelediği Çatı oyununa giderken sahnenin nasıl olacağından pek haberim yoktu. Bununla birlikte biraz da erken gidip, kapıda, “Oyun başlamadan seyirciyi içeri almıyoruz” dediği zaman görevliler farklı bir şeylerin karşıma çıkacağını hissettim.

Oyun alıştığımız İtalyan sahnede sergilenmiyor. Bir salonun içinde geçen Çatı’yı seyircide olabildiğince yakından izliyor ya da gözetliyor.

Görkem Şarkan’ın yazdığı, yönettiği ve rol aldığı oyunda aynı evde yaşayan birbirinden oldukça ilginç beş insanın bir saati anlatılıyor. Şiddetin, uyuşturucunun, seksin ve umutsuzluğun anlatıldığı evdeki bireylerin hepsinin kendince bir takıntısı var. Biri sürekli aynı kitabı okurken, diğeri aynı filmi izliyor, bir diğeri ise yıkadığı bulaşıkları yıkamaya devam ediyor…

Funda Eryiğit, Güven Murat Akpınar, Taner Ölmez ve İsmail Semih Habiboğulları’ın rol aldığı oyunun normal bilinen tiyatro oyunlarından oldukça farklı olduğunu belirtmek lazım. İlk başta biraz düşük tempo ile başlayan Çatı giderek temposunu arttırırken bazı noktalarda gerçeklikten biraz uzaklaşıyor.

Oyunun yazarı olan Görkem Şarkan Serbest Bölge’nin en ilkel dramayı benimseyerek kuralları olmadan oynadıklarını belirtiyor. Şarkan, esasında oyunu daha farklı aklında yarattığını ancak yer problemi yüzünden sahnelemeyi başka şekilde yaptıklarını belirtiyor.

Sadece salonda geçen oyunu kimi sahnelerini uzatmak istediklerini, diğer odalarda olanları da yansıtmak istediklerini ama bunun tiyatroda zor olacağından mümkün olursa ilerde Çatı’nın filmini çekip burada izleyiciye diğer odalarda yaşananların aktarılacağını belirtiyor.

Şarkan ve diğer oyuncuların en fazla karşı çıktıkları nokta ise oyunlarının “in your face” olarak tanımlanması. Onlar Çatı’nın kesinlikle “in your face” olmadığını vurguluyorlar.

Tolstoy’un Diriliş romanına, oyunda sürekli okunan kitap Diriliş bu arada, sürekli atıf yapılan Çatı’nın karakterleri için Şarkan’ın bir de itirafı var, “O karakterlerin her biri benim”.

Konservatuarda öğrenci olan ve yeni kurdukları Çatı oyunu ile çoğu izleyiciye farklı bir tiyatro örneği sunan Serbest Bölge, ileride daha da iyi işler yapacak gibi. Merak edenler oyunun tarihlerini ve sahnelendiği yerleri  http://www.serbest-bolge.net/ adresinden bulabilir.

Bir de ufak bir uyarı, yağmurlu ya da karlı havada oyuna gidiyorsanız tam vaktinde gidin yoksa beklerken dışarıda ıslanabiliyorsunuz ama bu da oyuna ayrı bir tat katıyor.

 ✪

Önceki

Bir günün sonunda arzu

Sonraki

Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Dil: Tek İnsan