Ticker Tape / Kağıt şerit radyo projesini, Euphobia/Öfobi (iyi haberler duymak istememek takıntısı) diye bir rahatsızlıktan muzdarip insanlar için geliştirdiniz. Gerçekten böyle kişiler var mı? Ben hiç öfobim var diyen birine rastlamadım. Bu radyoyu tasarlamanıza neden olan şey neydi?
Evet, her ne kadar çok az sayıda insanın bu rahatsızlığı varsa da, böyle insanlar gerçekten mevcut. Asıl amacımız, tasarım sürecinin başlangç noktası olarak bir fobiyi kullanmaktı. Böylece radyonun ilhamı da euphobia/öfobi oldu. Kelime anlamıyla, “iyi haberler duymanın devamlı, olağandışı ve istenmeyen korkusu.”
Peki o zaman, kötü haberleri duymaktan nefret eden insanlar neden bu ürünü satın alsınlar?
Sonuçta, böyle bir ürünü satın almak tamamen bireyin kendisine bağlıdır. Ben, gerçekten böyle bir rahatsızlığı olan birine, böylesi bir korkunun üstesinden gelmeyi ya bir toplu terapiye gitmeyi ya da bir terapistin desteğini de alarak kendini iyi haber duymaya alıştırmasını önerirdim.
Kişi, radyonun bandını çekerek, ölçülmüş, küçük miktarlarda iyi haber duymak suretiyle kendini alıştırabilir.
Aslında bu çalışma, etkileşimin simülasyonu olan, çalışan bir prototipi. Söz konusu proje, iki haftada kotarılmıştır ve tüm detaylar çözüme henüz ulaşmadı.
Ticker tape, RSS beslemelerini kullanarak, tüm dünyadan hafif haberleri tarıyor ve Ticker Tape internet sitesi aracılığıyla içeriği kontrol eden dinleyiciye ulaştırıyor. İpi çekmek, dinleyiciye, yayını hangi sürede dinlemek istediğine karar vermesini sağlıyor. Haberlerin orjinallerine radyonun tepesindeki tuş ile ulaşılabilir.
Bu projeyle, bu rahatsızlığı iyileştirebileceğinizi düşünüyor musunuz?
Asıl amaç, bu hastalığa çare bulmak olarak ortaya çıkmış olsa da, etkileşime teknolojiyle birlikte daha yetkin çözümler bulunması için de kullanılabilecek bir çalışma olarak görüyorum.
Bu demek değildir ki birinin ciddi ve gerçek olan korkularını hafife alma çabasıdır. Sedece kişinin kafa yapısını bir tasarımcı olarak değiştirip, pazarlama etkisiyle gerçekleşen tasarım anlayışından uzaklaştırıp, tamamen farklı bir bakış açısıyla çözümler hakkında düşünmesini sağlamak ve yeni etkileşimlerle tasarımı birleştirmektir.
Ticker Tape’in sade, düzgün ve parlak bir tasarımı var. Tasarımı yaparken dimension ilham veren noktalar nelerdi?
Tasarımının tarafsız ve çekici bir formatta olması düşünüldü, ki bu sizin neredeyse tamamen nesneye müdahil olup nasıl çalıştığını keşfetmenizi gerektirecektir. Yine de bu tasarımın, tam bir ev aleti olduğuna dair işaretler, ipuçları da bulunmaktadır. Radyonun seramikten yapılmasını istedim. Prototip plastikten yapılmıştı, bu kadar parlak olmasının nedeni bu olabilir. Nesne boyunca ilerleyen çizgi hoparlör için. Genel formda ise eski, Dr Fritz Eichler tarafından 1955 yılında yapılmış olan, Braun SK25 radyodan esinlenildi.
Radyo, kötü haberlerle iyi haberleri ayıklayabilmek için RSS teknolojisini kullanıyor. Bu bir nevi sansür sayılmaz mı? Yani eğer yeryüzünde kötü birşeyler oluyorsa, insanların bunları duymaya hakları var.
İçerik, tickertape websitesi aracılığıyla kontrol edilmektedir, yani RSS beslemelerindeki içeriği değiştirmenizi engelleyen hiçbir şey bulunmuyor.
Programınıza aldığınız başka projeler de bulunuyor mu?
Şu sıralar nanoteknoloji ve yemek üzerine araştırma yapıyorum ve interaktif bir pencere görünümü üzerinde çalışıyorum. Ayrıca diğer tüm işlerin yanında Fransız bir üretici için bir lamba geliştiriyorum.
Yaratıcı beyinler çoğunlukla iyi müziğin peşinde olur, derler. Bu aralar neler dinliyorsunuz, ayrıca başucu kitaplarınız/dergileriniz neler?
Ruh halime göre değişmekle birlikte, elektronikten klasiğe, çok geniş bir konseptte müzik dinliyorum. Şu sıralar Sonar Kollectiv’den Wake Me dinliyorum. Ayrıca Damon Albarn’ın The Good The Dangerous and the Queen projesinin feci bir fanıyım.
Ayrıca, bu sıralar yaptığım araştırmayla ilgili kitaplar okuyorum. David S. Goodsell’den nanoteknoloji ve biyoteknoloji dersleri, Raj Persaud’nun yazdığı The Fringe of the Sofa da okumalarım arasında. Bunların dışında bugğnlerde Michel Houellebecq’den The opportunity of an island’a başlamak üzereyim.
Dergi olarak ise, stüdyoda etrafta ne varsa onu okuyorum. En son Japonya’dan Axis isimli dergiye bakmıştım.
Teşekkürler, enteresan çalışmalarınızın devamını dileriz.
Will Carey, RCA-Royal School of Artwork İletişim Etkileşimleri bölümünde birinci yılını okumaktadır. 2002-2004 yılları arasında Londra ve Milano’da çeşitli tasarım danışmanlık şirketlerinde çalışmış, aydınlatma, mobilya ve nakliye alanındaki müşterilere hizmet tasarım dili, marka stratejisi konularında yardımcı olmuştur. Aynı zamanda kişisel çalışmalarına da yoğunlaşan tasarımcının çalışmaları uluslararası sergilerde yer almış ve aralarında tasarım geleceği konulu da olan çeşitli ödüller almıştır. Milano’dan döndükten sonra Matsushita, Panasonic Osaka’da araştırmacı olarak çalışmış olan Carey, üç adet ABD patenli tasarım geliştirdiği ve gelecekteki iletişim ürünlerinin belirlenmesinde katkıda bulunduğu Motorola European Design Centre / Motorola Avrupa Tasarım Merkezi’nde çalışmaktadır.
Will Carey, okuldaki amacının gelecekte insan, insan davranışı ve elektronik aletler arasındaki etkileşim hakkında deneyler yapmak olduğunu belirtiyor. ✪