Stephane Massa-Bidal: Kazara tasarım

Stephane Massa-Bidal, son zamanlarda en çok Twitter, MySpace, Tumblr, Facebook gibi web servisleri ile ilgili retro poster çalışmalarıyla tanınıyor. Bu çalışmalarına henüz başlamadığı zamanlarda -ki bu fikirleri için kendisine oldukça destek olduğumuzu da düşünmekten mutlu oluyoruz- yaptığımız sohbet sırasında sanatçı Futuristika! okuyucuları için de bir poster tasarladı.
Şubat '10

Stephane Massa-Bidal, son zamanlarda en çok Twitter, MySpace, Tumblr, Fb gibi internet servisleri ile ilgili retro poster çalışmalarıyla tanınıyor.

Bu çalışmalarına henüz başlamadığı zamanlarda -ki bu fikirleri için kendisine oldukça destek olduğumuzu da düşünmekten mutlu oluyoruz- yaptığımız sohbet sırasında sanatçı Futuristika! okuyucuları için de bir poster tasarladı.

Yanda görülen posterin basıma hazır A3 boyutdaki hali için edit(at)futuristika(nokta)org adresine bir e-posta yollamanız yeterlidir.

Massa-Bidal, Lyon’da yaşayan Fransız bir grafik tasarımcı/illüstratör. Sanatçıyı tanımlayan birkaç kelime hızlıca; geçmiş, gelecek, şimdiki zamanlar, tekrarlar, noktalar, renkler ve tabi Helvetica olabilir.

Güncel internet trendlerine geçmişten bir göz atan çalışmalarının yanı sıra ilginç tasarımlarıyla,  taramalardan ve reklamlardan oluşan setleriyle, Helvetica tişörtleriyle, Yıldız Savaşları posterleriyle ve ilk dikkatimizi çeken çalışmaları; alıntı ve atıflarla süslediği posterleriyle de göz dolduran grafik tasarımcı cevapladı, Futuristika! sordu.

Futuristika: İtiraf etmeliyim çalışmalarını çok beğeniyorum. Basit bir arka plan, dikkat çekici tipografi ve yerinde seçilmiş renklerin keyfini, onlara uzun uzun bakarak çıkarıyorum. Çalışma planın nasıl oluşuyor?

Stephane Massa-Bidal: Teşekkür ederim. Aslında değişiyor, o gün hangi havada olduğuma bağlı. Bazı işlerimi çok seri yaratıyorum. Planlarım yok ama bazen bir fikrim var ve iç güdüsel olarak hemen onu dönüştürüyorum. Bazen de fikri grafiğe dönüştürmek çok zor oluyor. Yeni bir görsel üzerinde çalışmaya başladığımda pek çok tesadüfi oynamalar yapıyorum. Kullanmak istediğim bir resimle başlıyorum ve sonra çeşitli öğeleri bir araya getirerek beraber nasıl “tepki” verdiklerini gözlemliyorum. O noktada sahne benimle “konuşmalı”, bana bir çeşit hikaye anlatmalı ve benim işim gözlerimin önünde beliren bu tasarımı ortaya çıkarmak.

USA

Metinlerinle imajlarının uyumunda görünür bir başarı var; neo-vintage stil ile minimalist yaklaşım ve retro dokunuşlar, evet, ama kullandığın metinlerin ( alıntılar, sözcük oyunları, kolayca hatırlanan cümle kalıpları, vs.) mesajının ne kadar başarılı aktarıldığında anahtar unsurlar olduğunu düşünüyorum. Fikirlerini nasıl biriktiriyorsun? Bir çeşit arşivin var mı?

Genelde, fikirler bilincin riskli akımında yönleniyor. Nitekim, zaruri duraksamalarla karışan kavramlar dışındakilerin üzerinde çalışmaktan hoşlanıyorum. Diğer fikirler ise bilimsel haberlerden, olaylardan doğuyor. Bir de toplumsal değişimle ilgili şeyleri yakalamayı seviyorum, iletişim bilimlerine ve fikirler tarihine düşkünlüğüm dolayısıyla.

Sen, üniversitede teknik eğitim almış ve birkaç yıl önce kariyer değiştirmiş otodidakt bir grafik tasarımcı/illüstratörsün. İş değişimine nasıl karar verdin? Çalışmalarını sıkı bir sisteme oturtmanın yanı sıra, eğitimini işinde nasıl kullanıyorsun?

Bir arkadaşım bana; “Kazara tasarım yapıyorsun…” demişti, ve evet, kendisine katılıyorum…

Projem 2008 Kasım’ında günlük tren yolculuğumu yaparken başladı. Kolajla başlamıştım ve bilgi tasarımında minimalist bir yaklaşım geliştirdim. Akademik eğitimim; insan-bilgisayar etkileşiminde semiyoloji (hastalık belirtileri bilimi) doktorası, işlerimi etkiliyor. Her zaman önce bir içerik hazırlar sonra tasarım yaparım. Bu nedenle metinler için daima yer ayırırım. Tasarım yazımlarının hastası değilim. Böylece benim stilim oluşmuş olabilir. Semiyolojinin etkisi beni insan tiplerini sınıflandırmaya ve yapısal bir sistemi ya da sistemik kaideleri fark etmeme yönlendirdi. Reklam imajları analizinde bu tür bir bakış açısına sahip olmak keyifliydi, çoğunlukla altta yatan bir sistem var. Şimdi bu konseptle çalışıyorum, bazen biliçsizce. Fakat akıldan çok raslantılara, tesadüflere ve içgüdülere güvenmeye gayret ediyorum.

Tarzın hep böyle miydi? Nasıl gelişti? Geçmişten, günümüzden ve gelecekten süzülen imgelerin birleşimi; Retrofuturs fikrini nasıl buldun?

Hayır, tarzım hep böyle değildi. Başlangıçta çalışmalarım adeta bir “chronophage” gibiydi, hazırlanmak büyük bir işti; ayrıntılı kombinasyonların, kolajların, kesip çıkarmaların ve düzenlemelerin birer alıntılarıydılar. Önceden tek bir fikir için pek çok ayrıntılı evrede hazırlanırken, şimdi tek bir ayrıntıyı hazırlamayı seçiyorum, dolayısıyla tarzımı sadeleştirdim, bir “miyoplar için poster” stili olan minimalist stilimle öğeleri birleştiriyorum. Artsüremli öğeler beni her zaman güldürmüştür. Çocukluğumdan bu yana eski fotoğrafları severim ve fikirlerin gelişimi, yeni teknolojiler, vs. ile yaşadığım çağı da. Retrofuturs bunların somut bir ifadesi.

İşlerinde başlıca hangi medyaları kullanıyorsun? İllüstrasyon ve internet tasarımı dışında başka alanlarda da çalışıyor musun? Sanatın diğer dallarına ilgi duyuyor musun?

Taranmış, bazıları vektörel, fotoğraflar ya da diyagramlar kullanıyorum. Asıl işim imajlar ve metinler arasında görsel bir DJ olmak. Çizim yapma yeteneğim yok. Interneti işim için çok kapsamlı kullanıyorum. Sanatın diğer dalları için; gençken işitsel kolajlar diyebileceğimiz kaset bantlarıyla bazı miksler hazırlamıştım. Diğer dallar içinse, mimarlık beni büyülüyor. Bir acemi gözüyle, şehirden şehire geçmek ve mimari tarzlara bakmayı seviyorum. Günlük hayat için bulunan çözümler ve tasarımlar da hoşuma gidiyor.

Hiç idolün var mı? Ya ilham verenler?

Bu soru daima zor olmuştur benim için. Etki ve ilhamların, 30’ların 50’lerin grafik tasarımlarından gelen kaynakların “belli belirsiz” karışımından oluştuklarını düşünüyorum. Müzik ve güzel sanatlar da duygusal olarak etkiliyor beni. İşlerimde sürrealizmin (özellikle Magritte), Sovyet konstrüktivizminin ve 50’lerin İsveç tasarımlarının belirgin bir etkisi var. İsimler de ise tasarımla geçen bir süre sonrasında Max Invoice ve Paul Rand. Chris Ware (Retrofuturs konseptinde özellikle) anlattığı ciddi öyküler ve ayrıntılara yaklaşımıyla her zaman beni büyük ölçüde etkilemiştir.

Sana göre, ne tür bir müzik/müzik türü tasarımlarına en iyi şekilde eşlik ediyor?

Müzikle çalışıyorum ve çalışmalarım müzikle damgalanıyor. Playlist’im: The Cinematic Orchestra, Coldcut ve Ninja Tune’dan çıkan diğerleri. Air ve Wax Taylor’la da Fransız dokunuşları. Gilles Peterson (DJ) belki de en çok çalandır. Lounge, elektronik, oldies, caz. John Adams ve Steve Reich. Henri Mancini, 60’lı yılların movie müzikleri ve bazı mash up’lar. Rastgele seçim, yaratıcılık için en iyisi.

Kariyerinde bugüne kadar en heyecan verici an’ı paylaşır mısın? Önemli bir teklif gibi ya da başka bir şey?

Tarzımı bulduğum ve tarzımın en çok kişiyi etkilediğini gördüğüm gün, işimin bu olduğunu anladım ve güçlü bir görsel zevke sahip kişilerin işlerimi ısmarladığında, benim de söyleyecek şeylerim olduğunu biliyordum.

Çalışmalarını nerelerde görmek istersin? Senin için rüya proje/ortak çalışma nedir?

Ortak çalışmalar için, işlerimi tipografik animasyonlarla (typo movement) sunulmasını isterdim. Belki bir gün galeride bir sergide?

Yaradılışçılara, Monsanto’nun şeytani şirketlerine, vs. karşı bir aktivistsin aynı zamanda. Bize biraz bu ilginden bahseder misin?

Yaradılışçılar, evrim teorisinin geçiş formları, kayıp bağlantıları; aksi idda edilemez. Doğa ile olan bağımızla bir sorunları var. Biz, küçük insanlar, doğanın bir parçasıyız, bir üstünlüğümüz yok. Monsanto’ya gelirsek, doğaya yakın olmalıyız, ona saygı duymalıyız. Bu şirket doğa ve insanlı ama asıl sorun bu şirketin ürünlerini kullananlarda. Her iki koşulda da bu sorun bir “yaşam alanı/umwelt” sorunu. Darwin’in evrim teorisini okuyorum ve eğer eğitimimi tekrar edebilseydim, evrim teorisi ve günlük hayata (sağlık, sosyal, intercourse, vs. gibi konularda) uyarlanması üzerine çalışmak isterdim.

Başucu kitapları/dergileri?

Her gün tramvayda Fransız dergisi Etapes Graphics okuyorum. Her zaman ilham kaynağı olarak gördüğüm grafik tasarım ve tarih kitaplarım var.

Bir süre önce on-line dükkanını kurdun. Artık, çalışmalarından alıp havamızı atabiliriz. Helvetica & Swiss Military Knife rulaz! Bize biraz fiyatlar, teslimat ve gelecek planların hakkında bilgi verir misin?

Evet, on-line satış için bir hizmet başlattım. Farklı boyutlarda posterler, tişörtler alınabilir. Helvetica ve Swiss Military Knife ise iki renkte satışta; siyah ve beyaz. Gelecekte, olumlu tepkiler doğrultusunda, daha fazla poster çalışmamı da satışa çıkaracağım.

Stephane Massa-Bidal: Web siteBehance – Zazzle On-line StoreCargo CollectiveWeblog – FlickrFbTwitter ✪