Dava’nın filmini izlerken kıyıya köşeye aldığım notlar

Joseph K'nın yenen kahvaltısı üzerine.

[sws_3_columns_2thirds_last title=””]

[/sws_3_columns_2thirds_last]
[sws_3_columns_last title=””]
Korkunun yazarıdır Kafka. Anlaşmayı mümkün kılması gereken iletişim biçiminin hiçbir şekilde işe yaramadığı bir dünyanın korkusunu yazmıştır. Öyle bir dünyadır ki, Joseph K.’ya yolunu kaybettirmiştir.

Hamlet’in Danimarkalı olması nasıl çok bir şey fark etmiyorsa, Kafka’nın eserlerinin de Kafka’nın çağında yazılmış olmasının pek önemi yoktur. İnsanla birlikte gelen, onunla yaşayan, zamandan bağımsız veya çağına göre biçim değiştiren korkuyu yazmıştır çünkü.

Dava’da, Joseph K.’nın kahvaltısını boş yere yememiştir otoritenin, bürokrasinin ya da babanın ve hatta köklerden gelen suçluluk duygusunun-daha çıkarabileceğimiz yüzlerce baskın yapı- satılık elleri. İçinde dönüp durduğumuz labirenti elinde tutan kimse, her sabah mutfaklarımızdan yürütmektedir kahvaltılarımızı.
[/sws_3_columns_last]  ✪