Belaruslu Sergei Loznitsa, Kiev Politeknik Üniversite’sinden matematikçi olarak mezun oldu ve Sibernetik Enstitüsü’nde çalıştı. Aynı zamanda Japonca’dan çeviriler de yapan Loznitsa, Sinematografi eğitimi alıp Almanya’ya yerleşti. My Pleasure ve Within the Fog ile çeşitli festivallerde yer aldı. Belgesel ve kurguda minimal bakış açısına sahip yönetmen, Sovyet sonrası Rusya’nın taşrasını, isimsiz, belirsiz insanlarını, suretleri giderek silinen insanların hallerini aktarıyor. Bir kıyamet yönetmeni.
Sergei Loznitsa anlatıyor:
Tren İstasyonu’nun çekimleri bir yıl sürdü. Sinematograf Pavel Kostomarov ile tren istasyonuna tesadüfen denk geldik. Elektrika[footnote]Sovyet ve Doğu Blok ülkeleri arasında ulaşımı sağlayan trenler. İlk elektronika Azerbaycan’da 1926’da hareket etti. 2007 rakamlarına göre sadece Rusya’da günde 4085 elektrika hareket ediyor.[/footnote] ile Moskova’dan St. Petersburg’a gidiyorduk. Petersburg’dan 150 km önce Malaya Vishera’da elektrika son durağa geldi. Eksi 30 derecede tamamen karla kaplı platformda dışarı çıktık. Gidecek bir yer yoktu. Ufacık bir kasabaydı. Platformdan bir yol bizi bu tek kapılı ve penceresiz küçük binaya yönlendirdi. O yapı istasyondu. Bekleme odasında, ki beş metreye beş metre bir odaydı, çok sayıda insan vardı. Banklarda ve yerde oturanlar, duranlar. Biz de kendimize köşede bir yer bulduk. Film de o anda başladı. Çok garip bir duyguydu. O kadar uyuyan bedenin arasında olmak. Trenler büyük bir gürültüyle geçip gider ve sonrasında kocaman bir sessizlik olur. Tam da o an ve o duyguydu yeniden yaratmak istediğim. Böylece o istasyona her iki ayda bir gidip her seferinde üç ile beş gece arasında kaldık. Böylece orada kaldığımız süre boyunca birçok farklı film çektik ve nihayetinde hepsi bir tek film oldu.
[Filme aldığımız insanların tepkisi] İnsanlar, bilmem. Bazen ilgilendiler. Çoğunlukla, kamera gibi bir saçmalığa ilgi göstermeyecek kadar hayattan yara almış insanlardı. Suçlular vardı tabii, biz ortaya çıkınca kendilerinin çekimlerini yapmamızı istemediler. Geri kalanlar sakin ve anlayışlıydı. Bekleme odasına geliyor ve doğrudan kamerayı kuruyorduk. Böylece herkesin alışma zamanı oluyordu.
✪