Önsözler için önsöz

Onu güzel bir Kadıköy akşamında tanıdık. Trakya'da doğup gözlerini ufka dayadığını anlatırken rakısından bir yudum aldı ve kimse talep etmese de yazılmış olan ve yayınlanmamış önsözlerini Futuristika'ya yazabileceğini söyledi. İşte ufukta sadece bunlar vardı; bizim gibiler için...

Sarıcaalili Godot Mustafa’yı güzel bir Kadıköy akşamında tanıdık. Trakya’nın, artık adını bile kimsenin hatırlamaya zahmet etmediği bir kasabada dünyaya gelmek gafletinde bulunup gözlerini ufka dayadığını anlatıverdi ayak üstü. Sonra rakısından bir yudum aldı ve hiçbir zaman yayımlanmamış, hatta kimse talep etmese de yazılmış olan, bazen de yazarların, tanıdığınız yazarların hem de, editör savsaklaması yüzünden unutulan ve kitaplara giremeyen önsözlerini Futuristika’ya yazabileceğini söyledi. Sonra Trakya’ya dönmek üzere hızla masadan kalktı gitti. İşte ufukta sadece bunlar vardı; bizim gibiler için…

Aslında bir önsöz değil elbette bu, bir başlangıç. Çünkü bilirim kimse okuma zahmetine girmez önsözleri, yazanları da hep boşa yazmışlardır. Ama boşa da olsa, kimse de okumasa yazılmıştır onlar. Hatta Oğuz Atay’ın saldırılarından sonra bile, Oğuz Atay kitapları önsözle başlamıştır. “Kimse neden yazıyoruz, bu adam kitaplarına önsöz yazılmasını ister mi?” diye sormamıştır. Utanmazca, arsızca, çirkince yazılmışlardır.

Borges, kendini iyi bir “önsöz yazarı” olarak tanımlamış, belki o zaman önsözlerin forsu biraz da olsun artmıştır yayın dünyasında. Ama yine de Borges de yazsa, hiç bir önsözün okunma garantisi yoktur. Çünkü önsözler gerçek metne ulaşmak için birer engeldir. Sadık okurla yazar arasına giren bir vicdan azabı…

Önsözler yazıldıkça yazılıyor ve kitapların önlerinde yerlerini alıyor, bazı kitaplara önsöz yetmiyor son söz koyuyor yayıncılar. Kitabın ne anlatmak istediğini anlamamış olan için açıklayıcı bilgiler… Yayıncı da, yazar da, hatta metnin kendisi bile güvenmiyor okura, herhangi bir yanlış anlaşılmaya ihtimal vermemek için giriyorlar araya ve metinlerden kurulan bir çöplük oluşuyor, çoğalıyor ve çoğalıyor. Cortazar’ın bile artık açıklamayacağı bir önsöz çöplüğü…

Önsözler imzalarla yazılır değil mi? Peki imza tanıdık değilse… O zaman yayımlanmaz yazılanlar. Ama kimse önsöz yazarı değildir, yazarlar önsöz yazar. Ama bir hatadır bu, bir ya da birkaç önsöz yazarı olmalıdır ve onlar yazmalıdırlar önsözleri.

İşte böyle bir amaç için buradayım, kimsenin tanımadığı bir önsöz yazarıyım ben. Kendi küçük dünyamdan büyük denizlerin sonsuzluğuna baktım ve inanın orada gerçek metinler değil, sadece önsözler vardı. Onun için, bunun için kısaca her şey ve herkes için yazılmış önsözler.

İşte o önsözlerden feyz alarak yazdığım önsözler olacak burada. Hiçbir zaman yayımlanmamış, hatta kimse talep etmese de yazılmış önsözler. Bazen de yazarların, tanıdığınız yazarların hem de, editör savsaklaması yüzünden unutulan ve kitaplara giremeyen önsözlerini bulacaksınız. ✪