Aklına gelen ilk fikir en iyisiydi. Kaçabilseydi harika olacaktı ve not defterine şunları yazmak zorunda kalmayacaktı:
Devamı“20. yüzyılın sonunda insan olmayı bıraktım.” Nick Cave (20.000 days on earth) Kapı çaldı, Onur geldi. En sevdiğim arkadaşım. Çok güleriz onunla.
Devamı"Biz rüyalarımızda amasya elması yiyoruz."
DevamıKirpiklerini araladı, odanın penceresinden cılız ışıklar dalıyor içeri, ışıltıyla bakıyor etrafına, görmek isteyebileceği bir şey yok mu, yine mi? Yeniden kapatıyor kirpiklerini.
DevamıYasemin’e İnci’yle ayrıldıktan sekiz gün sonra İhsan, yanıma gelip daha önce hiç düşünmediğim bir şey fısıldadı kulağıma: Büyü. Onu gerçekten istiyorsan bir
Devamı– 1 – Geldiklerinin haberi Ekim sonunda bir gün sabahleyin, insafsızca uzun süren güz yağmurlarının ilk damlaları sitenin güney tarafındaki çatlamış, alkalik
DevamıSize büyük bir yalandan bahsetmeliyim. Babamdan. Ama şimdilik bunu meyvem duymamalı. O daha yedi yaşında. Tıpkı Recep abim’le gittiğimiz film gibi. Bunu
DevamıAraya uzun zaman girdi. Gene de arada sırada, o şantiyede çalıştığım günleri hatırlarım. Böyle zamanlarda her şey bir yana, sadece beş adet
DevamıBir yol arkadaşının varlığı beni hayata bağlardı. Olmadan önce de düşüncesi hayata bağlardı beni. Hayata takılacak bir kanca olarak düşünürdüm öyle bir
DevamıCharles Chaplin'in 1952’de çektiği Limelight/ Sahne Işıkları filminin kurgulandığı, elli dokuz yaşındayken yazdığı tek romanı Footlights, dün yayımlandı. Artık yaşlanan, izleyiciyi güldürmekte
Devamı