İngiltere 1680’den sonra giderek bir intihar tartışması içinde buldu kendini. İngiltere’nin önde gelen insanları intihar eder ancak içlerinde en çok Thomas Creech’in intiharı yankı uyandırır. 1700 yılında Oxford’un ünlü editörü Thomas Creech, kendisi gibi intihar eden Lucretus’un çevirisini bitirdikten sonra kendini asar. Creech’in kısa süre önce Biathanatos’u okuduğu ve öldüğünde bir elinde kitap diğer elinde bir ip bulunduğu yolundaki söylentiler alır başını gider. Olayı felsefi intihar olarak yorumlayanlar olsa da Thomas Creech’in intihar nedeni aşktı. Sevdiği kadının ailesi evlenmelerine karşı çıkması onu umutsuzluğa iter ve ünlü editör yaşamına son verir.
İngiltere’de intihar olayları, intihara ilişkin yayınlanan kitapların arasında 1733 yılında ‘The English Malady or a Treatise of Nervous Diseases of all Kinds’ isimli ilginç bir kitap yayımlanır.
George Cheyne yazdığı kitapta; İngilizlerde ateizm ve felsefi düşüncelerin gelişmiş olması, İngiltere’nin iklim ve coğrafi koşulları, İngilizlerin melonkolik mizacı onların diğer uluslara göre daha çok intihar etmelerine neden olduğunu söyler. George Cheyne kitap için, intiharların son dönemdeki artışından kaygı duyan dostları tarafından bu kitabı yazmaya itildiğini söyleyer. İntiharın İngilizlere özgü bir hastalık olduğu düşüncesi zamanla yaygınlaşır.
Mademe de Stael de George Cheyne gibi düşünür ve 1796 tarihli ‘Tutkuların Bireylerin ve Ulusların Mutluğu üzerinde’ isimli kitabında İngilizlerin intihara en eğimli ulus olduklarını söyledikten sonra “ Almanlar metafizik bir coşkunlukla kendini öldürürler, onların üstün yetenekleri vardır. Fransızların intiharı ne romantik ne de felsefidr; bunlar melankoliyle ilgilisi olmayan gözü kara intiharlardır. Akdenizlilere gelince, onlar pek intihar etmezler. Böyle güzel bir doğanın tadını çıkarırlar” diye yazar.
Mentesquieu ise; İngilziler ile Romalıların intiharını kıyaslayarak; “Tarihte nedensiz olarak kendini öldüren bir Romalı’yı asla göremeyiz ama İngilizler, onları buna yönetletn hiçbir neden düşünülebilmeksizin kendinilerini öldürüyorlar, hatta mutluluğun bağrında yaşarken bile kendilerini öldürüyorlar. Bu eylem, Romalılarda eğitimin sonucuydu İngilizlerde ise bir hastalığın sonucudur” der.
George Cheyne’nin yazdığı kitabın ilginç yönlerinden birisi intihar ve iklim arasındaki ilişkiydi. Bugün bile yağmurlu, kapalı havaların insanları intihara sürüklediğine dair bir fikrin dolaşımda olması kitabın etkilerinden biri olsa gerek.
‘Suicide’ teriminin ilk kez bir İngiliz tarafından kullanılmış olması İngilizler ve intihar ilişkine dair başka bir ayrıntıdır. ‘Suicide’, ilk defa Sir Thomas Browne tarafından yazılan ve 1642 yılında yayımlanan ‘Religio Medici’ isimli kitapta Cato’nun intiharını tanımlamak için kullanır.
Hikayeye göre Cato, Utica’da Thapsus bozgunundan sonra kendi kılıcıyla yaşamına son vermek ister ancak ilk darbede başırılı olmaz.Yarasını dikmek isteyen doktoru eliyle iter ve yarasını kendi elleriyle daha da açar. Seneca’nın “Jüpiter, yeryüzünde Cato’nun intiharından daha güzel bir şey göremezdi” dediği Cato, Dante’nin ‘İlahi Komedya’sında da yer bulur. Dante, onu Araf adasının kumsalına nöbetçi olarak yerleştirir.
İngiltere neredeyse yüzyıl boyunca intiharı tartıştı. 1786 yılında Londra’da intiharla ilgili bir halk tartışması bile yapıldı. Avrupada intihar edenlere yönelik uygulanan cezaları en son kaldıran ülkenin neden İngiltere olduğu bu açıdan daha anlaşılır sanırım.
Tartışmalar 1680’lerden itibaren başlasa da belki de her şey 1601’de “Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu” diyen Hamlet’le başladı. Ne de olsa onu da bir İngiliz yazmıştı.
[one_fourth]
[/one_fourth]
[one_fourth]
[/one_fourth]
[one_fourth]
[/one_fourth]
[one_fourth last]
[/one_fourth] ✪