İncil’de yazılanın aksine, dünyanın döndüğünü ve güneşin evrenin merkezi olduğunu söylemişti Galileo Galilei. Dinine bağlı bir adam olmasına rağmen çalışmalarından dolayı kilise tarafından aforoz edilmiş, aşağılanmış ve engizisyon tarafından “inkar etmeye” zorlanmıştı.
Kilisenin akidelerine sorgusuz sualsiz inanacağına, fikirlerinin batıl olduğuna, şüpheye düştüğüne pişman olduğuna ve bir daha hatalarını tekrarlamayacağına yemin etmesine rağmen “dinsizlikle” yaftalandı, kitapları yasaklandı. 330 sene sonra aklandı, kitaplarının ancak 1991 yılında basılmasına izin verildi.
<
p class=”pullquote”>Sevgili Kepler,
teleskoptan bir kere bile bakmayı ısrarla reddeden, engerek yılanının inadıyla dolu bu okumuşlara ne dersin? Tüm bunlardan ne çıkarmalıyız? Gülelim mi, ağlayalım mı?
Galileo’nun 1610’da Kepler’e bir mektubundan.
Tüm bunlara rağmen Galileo’nun parmağı isyankar bir şekilde dimdik gökyüzünü göstermekte, hala, günümüzde de!
Öldüğünde dini geleneklere göre gömülmesine izin verilmeyen Galileo’nun bedeni, Roma’da Capella dei Santi Cosma e Damiano Tapınağı’nın mahzenine konmuştu. 1737’de, Toricelli’nin öğrencisi ve bir Galileo müridi olan matematikçi Vincenzo Viviani‘nin Floransa’da Santa Croce Bazilikası‘nda yaptırdığı mozoleye taşındı naaşı.
Bu dönemde sağ orta parmağı Anton Francesco Gori tarafından gizlice çıkarılıp, bir şekilde Biblioteca Laurenziana‘nın ünlü kütüphanecisi Angelo M. Bandini‘nin eline geçti. O da sanki bir azize ait kutsal bir emanet gibi parmağı halka sergilemeye başladı.
Altın işlemeli cam bir fanusa yerleştirilen parmak şu anda kapsamlı bir Galileo sergisinin görülebildiği Floransa Bilim Tarihi Müzesi‘nde ikamet ediyor.
Kaidesindeki, Tommaso Perelli tarafından pek çok anlama gelebilecek sözcüklerle süslenmiş yazının Futuristika tarafından çevirisi şöyle:
“Bu parmak,
mercek denilen ve hünerle işlenmiş bir cam olan eşsiz aletin bahşettiği yüce duygulara; göklerde dolaşıp yeni yıldızları bulan ve uçsuz bucaksız uzaya işaret eden yüce bir elin parçasıdır ve bu duygular, bilge bir cesaretle ne Enceladus ne de Tiphaeus’un ulaşamadığı noktaya ulaşabilirler.”
Metnin Latince’den İngilizce çevirisi ise şöyle:
“This is the finger,
belonging to the illustrious hand that ran through the skies, pointing at the immense spaces and singling out new stars, offering to the senses a marvelous apparatus of crafted glass and with wise daring they could reach where neither Enceladus nor Tiphaeus ever reached.“ ✪
fatih gül, evet, sağlam bir ayar hem de. :)
Halka zaten açıktı, yanlış yazmışım.
Galileo’nun gökyüzü araştırmalarının 400. yıl dönümü şerefine Floransa’da düzenlenen bir sergiye konmuş (:
halka açılmış
bence geçmişten günümüze gelmiş bir ayardır sağ el orta parmak. yaşasın soru işareti anlamına gelen “?”.
İlginç, şurada da bahsedilmiş bu parmaktan:
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=19.03.2008&Newsid=167909&Categoryid=4&wid=122
Pınar: Geç olsun da güç olmasın :)
Atilla Bey: Yazıyı okudum, ilginçtir ki aynı noktayı ben de düşünmüştüm; Neden sağ orta parmak? Biraz araştırınca:
1644’te, Galileo öldükten 2 yıl sonra da diyebiliriz, John Bulwer tarafından işitme engelliler için hazırlanmış ve “Chirologica: of the Naturall Language of the Hande” adı altında basılmış bir kitapta yer alan “convicium facio/i provoke argument”
http://photos1.blogger.com/blogger/2245/288/1600/challenge.jpg
açıklıyor her şeyi.
Ya çok komiktir ki teleskobun bulunmasının 400. yılı vesilesiyle çeşitli kutlamalar düzenlenecek ve Vatikan günah çıkarır gibi Vatikan bahçelerinde Galileo’nun 1633’teki mahkemesinden sonra ev hapsinde tutulduğu apartmanın yanına kendisinin bir heykelini dikilecek. Geç gelen itibar böyle bir şey olsa gerek…