Azal Yahya, durgunluktan beslenen Johannes de Silentio'ya selamla, üç karakteri anlatan iç öyküyle geldi. Ankara'da bir kör, bir şöför ve gözleri kapanan,
Tırnak törpüsünü sepete doğru fırlattı kadın. Törpü sepetteki karmaşaya önce diklemesine saplanır gibi olup karmaşanın içindeki yerini aldı sonra. Yeniden onu bulmak
Hemen iyi bir psikolog bulmak için araştırmalarıma başladım. Sıradan biri değil, işini en iyi yapan kişiyi bulmalıydım. Bu sadece arkadaşımın değil, benim
Kendi kendine konuşmaktan zevk mi alıyorsun. Eren güldü. Uzun saçlarının arasına nikotinden sararmış parmaklarını bir bıçak gibi sokup çıkardı. Bunu yaptıktan sonra
“Genetik hüzünlerin asık suratlı taşıyıcısı: BEN” Bekler. Uykulu gözlerinden bir fincan dikkat ödünç almaya niyetlenir gibi olur ancak gözlerinin bunu yapmaya hiç
Anlık bir taviz, son istasyona vardığında Cemil'e hiç hoşlanmadığı hüzünlü şarabî cümleler kurdurabilirdi. Kadınların hoşuna gidecek, Cemil'in kafasını reklam panolarına geçirtecek türde
Daha fazlası değil bir manzaranın güzelliğinden koltukaltın. Daha azı hiç sayılmaz bir damla çiğden göğüslerindeki ter. Doymuş seks oranında haz düşüklüğü doymamış
Onların gidişleri bir intihar değildi. O nedenle vicdanımızı dürtecek bir not bırakmadılar. Bir mektup gönderme şansları olsaydı acaba ne anlatırlardı? Sevgili katilim,